Fransa’ da her 6 kişiden biri geçimini bağcılık ve şarap sektöründen sağlıyor. Türkiye’de son yirmi senedir bağcılığın ve şarabın önemi kavrandı. Aile fertleriyle birlikte yüz bin kişi bağcılık yapıyor.
Anadolu ve Trakya, kaliteli şarap üretimi için elverişli toprak ve iklim şartlarına sahiptir. Aslında bağcılık neolitik dönemde Kafkaslar’ dan Trakya’ya kadar uzanan bölgede başladı.
Dünyada da şarap talebi artıyor. Şarap, ihracat için önemli bir potansiyele sahiptir. Devletin bu sektörün önünü açması gerekir. Ne var ki, yeni yeni filizlenmeye başlayan şarap sektörü, yüksek vergilerle âdeta boğazlanıyor.
1) Şarabın litresinden alınan ÖTV 1.87 Euro’dur. Buna karşılık 12 AB ülkesi şarap üretiminden ÖTV almıyor. Fransa ve Macaristan, yalnızca 3 cent alıyor. AB ortalaması 0.58 Euro’dur. Türkiye, AB ortalamasının 3.2 katı kadar vergi alıyor. (Biradan alınan ÖTV de AB ortalamasının 2.34 katıdır.)
Bu şartlarda Türkiye’de üretilen şarabın, AB ile rekabet etmesi mümkün değil. Kaldı ki, YTL’ nin aşırı değerli olması da zaten rekabet imkânını ortadan kaldırmış durumdadır.
Türk şarabı rekabet edemiyor
2) 1995 bazlı Merkez Bankası döviz kuru endeksi, 2002 Kasım ayında 123.5 idi. 2008 şubat ayında 189.4 oldu. Bu demektir ki, AKP iktidarında, YTL yüzde 53 değer kazandı. Kur düşük kaldı. Aslında kur baskısını görmek için endekslere de ihtiyaç yoktur.
2003 yılının mart ayında bir Euro 1.85 YTL idi. 24 aralık 2007’de bir Euro 1.70 YTL’ye geriledi. Bu sürede dolar karşısında yüzde 30 değer kazanan Euro, Türkiye’deki enflasyona rağmen YTL karşısında değer kaybetti.
2003 yılının mart ayında 1.85 YTL olan Euro’nun bugün reel kur endeksine göre 2.90 YTL olması gerekir. İhracatçının eline bir Euro karşılığında 2.90 YTL yerine 1.90 YTL geçiyorsa, bu işi yürütemez.
Parantez içinde söylemek gerekirse, ekonomik krizlerin çoğu, ulusal paranın aşırı değer kazanmasından ileri gelmiştir. Türkiye’de YTL’ nin aşırı değer kazanması, rekabet gücümüzü düşürdü. Bu nedenle kur bu düzeyde düşük kalırsa, 2008 cari açığı 42 milyar dolara çıkacaktır.
3) YTL aşırı değerli olduğu sürece şaraptan daha yüksek vergi alındığı sürece içeride şarap üretmek yerine şarap ithal etmek daha ucuza gelir. Bu nedenledir ki, 2002 yılında 121 bin litre olan taze şarap ithalatı 2005 yılında 1 milyon litreyi geçmiştir.
Kalite kontrolü yapılmalı
4) VERGİ şarap fiyatını artırdığı için talep düşer. Üretici daha ucuza mal etmek için ve dış rekabet, işçiden kesmek veya kayıt dışı işçi çalıştırmak yoluna gider. Kur ve vergi politikası bu yolu zorlar.
5) Üretim de kayıt dışına çıkar. Cezalar da bu kayıt dışılığı önlemez. Çünkü kayıt dışı üretim risk almaya değer avantaj sağlıyor. Bu nedenledir ki, Türkiye’de üretilen şarabın yüzde 70’i kayıt dışıdır.
6) Bu ürünlerin üretiminde ve ihracatında devletin bir politikasının olması gerekir. Bugün siyasi iktidarın böyle bir politikası yoktur.
Şarap ihracatını artırmak için, ayrıca devletin üretim alanlarını, üzüm çeşidini de kontrol etmesi ve yol göstermesi gerekir. Kalite belgeli şarap üretmek isteyenler için, kalite bandrolü yapması gerekir.