YOKSUL SAYISI NEDEN ARTTI?

Türkiye’de her akşam 1 milyon insan aç yatıyor..Bu bir iddia değil,anketlerden çıkan bir sonuçtur..Devletin resmi rakamlarıdır..TÜİK’ göre 1 milyon insan açlık sınırının ,18 milyon insanda yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Aslında yoksulluğun artmış olduğunu ,kap-kaçın artmasından ..Hırsızlığın  artmasından.. Anarşinin  tırmanmasından da anlamak mümkündür..

Uluslar arası karıştırmalarda da yine  Türkiye’ de 2000 yılından beri yoksulluğun diğer ülkelere göre daha hızlı artığını gösteriyor.

 

Yoksulluğun artmasının temel nedenleri şöyledir:

 

1)     Siyasi İktidarın Anlayışı ve Tercihi…AKP iktidarının gelir dağılımı ve yoksulluğun önlenmesi gibi bir anlayışı yoktur.Bu konuda bir plan ve programı mevcut değildir..Varoşlarda poşet kömür  ve gıda dağıtarak ,yoksulluğu istismar ediyor.İnsanlara el açtırıyor..Siyasi iktidarın işi iane dağıtmak değil,onlarca iş bulmaktır..

 

 

 

2)     Uygulanan IMF Bazlı İktisat Politikaları Yoksulluğu Arttırıyor:

IMF  ile yapılan stand-by düzenlemeleri  ve bu paralelde talep kısıcı politikalar ,çiftçiye verilen desteklerin ve faiz sübvansiyonların kaldırılmasını öngörmektedir.Aynı program reel ücretlerin  düşürülmesini hedef almıştır.

 

Ayrıca faiz dışı bütçe fazlası için , kamu altyapı  yatırımları kısıldı ..eğitim ve sağlık harcamaları daraldı.

 Kamu harcamaları bedava sunulduğu için bundan herkes yararlanır..Ve gelir dağılımını düzeltmede etkili olur. AKP Hükümeti tarafından kamu harcamaları kısıldığından fakirlik tırmandı.

 

VERGİLEMEDE ADALET BOZULDU…

3)     Vergiler Fakirden Alınıyor…Örneğin ÖTV ve KDV gibi zengin ve fakirin aynı oranda  ödediği dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ,AKP iktidarında yüzde 67’den şimdi yüzde 72’ye çıktı.

4)     Ekonomik  Maliyetler Sosyalize Edildi…Batık bankaların kısa vadeli dış borçları 2001 yılında  hemen ödendi..Ancak bunların zararı olan 50 milyar dolarlık maliyetin bir kısmını halk vergilerle ödedi..Bir kısmını da ödemeye devam ediyor.Fona alınan bankaların kısa vadeli dış borçlarını da hazine ödedi.Hazinenin ödemesi halkın ödemesi demektir.Bu bankaları halk kurtardı..Şimdi banka sahipleri her birini iki-üç milyar dolara satıyor..Yani bankaların maliyeti halka, geliri ile  bir kişiye gidiyor..Elbette gelir dağılımı bozulacaktır.

 

CARİ AÇIĞIDA HALK ÇEKİYOR

5) Cari Açık Gelir Dağılımını Bozdu…2000 yılından beri meydana gelen cari açığın maliyeti de dış borç yoluyla topluma yayıldı.Döviz kuru düşük olduğu için ,ithalat arttı..Dış açık oluştu.Bu açık borçla kapatılıyor..Bu demektir ki ithal Mercedes ithalatından doğan cari açığıda bu halk borçlanmayla kapatıyor.Mersedesi bir kişi kullanıyor.Cari açıktan doğan borcu hepimiz ödeyeceğiz.

Bu durumda elbette gelir dağılımı bozulacaktır…Bozulmaya da devam edecektir.

 

 

6 ) Kayıt dışı ekonomi ve vergi dışı faaliyetler önlenemiyor.Kayıt dışında faaliyet gösterenler,yasal iş yapanlara göre avantajlı oluyor.. Vergi vermiyor.. Karı daha  yüksek oluyor. Haksız rekabet oluşuyor.

 

7) Yüksek faiz   ve rant ekonomisi ile spekülatif piyasa ,gelirlerin belirli ellerde toplanmasına neden oluyor.Devlet emme basma  tulumba gibi fakirden vergi topluyor.Bunları zengine  bütçe yoluyla  borç faizi olarak veriyor.

 

8) Piyasada tekelleşme var..Rekabet şartları çalışmıyor. Birçok sektörde fiyatları üç-beş firma belirliyor. Tüketici pahalı mal alıyor.

 

9) Düşük kur politikası ,ithalat malı kullananlara gelir transferi demektir..Bu yolla ortaya çıkan açıkları dış borç olarak halk ödemektedir.

 

10)Yabancı Sermaye Rantiyeci Oldu… Fırsatçı sermaye hazır yatırımları alıyor ve dışarıya getirdiğinden fazla kar transferi yapıyor.

Dışarıya kaynak transferi halkın fakirleşmesine neden oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir