Recep Tayyip Erdoğan ‘’ Deniz Baykal Abdüllatif Şener’i Cumhurbaşkanı adayı olarak önerip , iç işlerimize karıştı diyor. ‘’
Bu söz aynı zamanda kendisini ele veriyor. Cumhurbaşkanı seçimini partinin iç meselesi olarak görüyor. Seçilecek cumhurbaşkanı sanki halkın değil , AKP’nin cumhurbaşkanı olacakmış gibi algılıyor.
Demirel’in adaylığı tartışmalı geçmişti.. Ancak yinede iktidardaki DYP ve SHP koalisyonu dışında , Mecliste bulunan MHP’ de destek vermişti.
Cumhurbaşkanı Sezer’i öneren iktidardaki üç koalisyon ortağına muhalafette buluna iki muhalafet partide katılmıştı.
Cumhurbaşkanı halkın başkanı olduğunua göre , elbette muhalafet partiside öneride bulunacaktır. Kaldı ki Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimini eğer AKP ‘nin bir iç işi olarak görüyor idiyse , neden sonuca gidemedi. Dahası da Abdüllatif Şener’de AKP’yi kuran 4 kişiden birisidir. Mutlaka tayyip Erdoğanın kardeşi mi olması gerekiyor ?
Aslında , Tayyip Erdoğan bu tartışmaları kafa karıştırmak ve bu anlamda halk ekonomik ve sosyal sıkıntıları tartışmasın diye çıkarıyor.
CARİ AÇIK KADER Mİ ?
Devlet Bakanı Babacan da , ‘’32 milyar dolarlık cari açığı doğrudan yabancı sermaye girişi ve özellikle özel sektörün uzun vadeli dış borçlanmasıyla çeviriyoruz ‘’ diyor. Bu düzenin bozulmasının duvara çarpmak olduğunu ifade ediyor.
Eğer bir ülke , yatırım yapmak , üretimi artırmak ve istihdam yaratmak için , dışarıdan makine ve techizat ithal ettiği için dış cari açık veriyorsa , bu açık yararlı da olabilir. Çünkü üretim ve katma değer artışı , milli geliri artırır.. İhracat artışı olur.. Zaman içinde cari açık kapanır.. Ayrıca Artan milli gelirle cari açığın finansmanında kullanılan dış borç da kapatılabilir.
Türkiye de cari açık faiz ve kurun hükümet tarafından yanlış yönetilmesinden ileri geliyor.. Üstelik ithalatın yalnızca yüzde 14 ‘ü yatrım malı.. Yüzde 75 ‘i aramalı ve hammadde.. Kalanı da tüketim malı.
Düşük kur nedeniyle Aramalı ve hammadde üretimi içerde yapılmıyor.. İthal ediliyor.
Oysaki Babacan , sanki kadermiş ve iyi bir şeymiş gibi cari açığı açıklıyor. Ekonomi yönetiminin işi cari açığı önlemektir. Cari açığı olmayan ülkelerde risk azdır.. Cari açığı olan ülkelerde risk yüksektir.. Faizler yüksektir.
Ekonomiden sorumlu birisinin başarısızlığını , cari açığı iyi göstererek örtmek istemesine kargalar güler..
ÇÖL SICAĞI BAŞLARINA VURDU
Abdullah Gül’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalafetin tutumunu , ‘’erkeklik kriteri ‘’ koyarak tenkit etti. Gül Elazığda
‘’ Erkeklik Meclise gelmekti. Erkekliğin ispatlanacı dönemler vardır. Ne yazık ki bunlar yapılmamıştır. ‘’
Gül sonradan bu sözleri için kadınlardan özür dilemiştir.. Ancak asıl üzerinde durulması gerekem hususus şudur : ‘’ Eğer kendi deyimi ile elazığ havasına uyup ve çöl sıcağı altında ne söylediğini bilmeyen birisi Cumhurbaşkanı olsaydı , o zaman halimiz ne olurdu ? ‘’
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde netice alamadığı için kızdı ve temmuz cehenneminde seçim ilan etti. Halkı cezalandırdı.
Kuzey Irakta önce 500 PKK’lı var dedi.. Sonra 3500 ‘e çıkardı.
Temmuz da seçim bir bumerang etkisi yaptı.. Kendi kararları kendilerini vurmaya başladı.
Bu hükümet , fakirlik , açlık , işsizlik , anarşi ve terörden yılgına dönen halkı oyalamak için gündem değiştiriyor.. Bu gündem değiştirmede yalan yanlışlarda yapıyor..
Tokat mitingindeki slogan ilginçti..
Şehitler ölmez…
Vatan bölünmez.