Fatih ormanlarından sonra , Anadolu yakasındaki Ormanları da maalesef koruyamadık.
Son on yılda Çekmeköy- Çavuşbaşı ormanları içerisinde mahalleler oluştu.
Ormanlarımızı ve sağlığımızı Kaybettikten sonra aklımız başımıza geliyor.
Kaybetme sırası Ömerli – Şile ormanlarında … AKP iktidarında Bu ormanlar diğerlerinden daha kısa sürede ve daha çok tahrip edildi.
Orman içinde özel sektöre Taş ocağı izninin verilmesi ormanları zaman içinde yok ediyor. Çevreyi insan sağlığını tahrip ediyor. Bu konuda en kötü örnek Ömerli’ dir. Ömerli ormanlık bölgesinde 5 kilometrelik alan içinde 8 adet taş ocağı mevcuttur. Şile’ yi de katarsak bu sayı çok daha fazladır.
Son olarak Ömerli beldesine 1400 metre mesafede 87 dönümlük alan, belediye ve halkın itirazlarına rağmen Orman bakanlığı tarafından taş ocağı olarak işletilmek üzere Demtaş isimli bir firmaya kiralanmıştır. Bu firmanın mıcır çıkarması için bu 87 dönümlük arazideki ağaçların kesilmesi gerekmektedir.
DEVLET SAHİP ÇIKSIN
Çevre ve Orman Bakanlığı bu izinleri verirken işi yalnızca bölgelerdeki şeflere bırakıyor. Oysaki ayrıca merkezden deneticiler göndererek sorgulaması gerekir. Ayrıca o bölgedeki belediyeden de görüş alması gerekir.
Bakanlığın orman içinde taş ocağı izni vermesi için çevre faktörünü ve orman varlıklarını gözetmesi gerekir. Seçmen ülkenin varlıklarını geçici olarak yönetmek
Üzere siyasi partilere oy vermektedir. Hükümetler basiretli tüccar gibi, halkın varlığını iyi idare etmelidir. Aksi takdirde istedikleri gibi tasarruf ederlerse, istediklerine imtiyaz verirlerse tarihi hata yaparlar. Bu yanlışlardan demokrasi zarar görür.
Başka alanlarda taş yokmuş gibi , taş ocakları izni neden ormanlık alanlarda veriliyor? Anlaşılan ve görünen odur ki hükümetin aklında çevre ve ormanların korunması yoktur. Bu nedenle ormanlar içinde taş ocağı ruhsatı vermekte bir sakınca görmüyor.
ÖMERLİ BARAJI RİSKTE
Şile ve Ömerli ormanları içinde açılan ve çalışmakta olan çok sayıda taş ocakları örneği, insanların kendi kendisine verdikleri en büyük cezadır.
1)Taş ocakları Ömerli barajını tehdit ediyor.
Susuzluktan korkarken taş ocakları mevcut Ömerli barajına zarar veriyor.
Ömerli Belediyesi ve halkının bu konudaki değerlendirmesi şöyledir:
‘’ Taş ocakları Ömerli beldesinin yaklaşık 5000- 6000 metrekaresini işgal etmektedir. 300 metreye yaklaşan derinlikte yer kabuğunda kraterler oluşmaktadır. Bu derinliklere inmek için patlayıcılar kullanılmaktadır. Patlamalar neticesinde ortaya çıkan tozlar baraj havzasını kirletmektedir. Ayrıca taş ocaklarından çıkan katı ve sıvı atıklar da baraj havzası ve içme suyu kaynağını kirletmektedir. ‘’
2) Taş ocakları Bölgedeki ürünleri ve insan sağlığını tahrip ediyor.
Uluslar arası Bern sözleşmesi gereği, Ömerli havzası Dünya Doğal yaşamı koruma derneği (WWF) tarafından zengin habitat ve tür çeşitliliği açısından koruma altına alınmıştır.
Bölgede koruma altına alınan bu ürünler Taş ocaklarının çıkardığı aşırı tozdan zarar görmektedir. Aynı zamanda patlamaların ortaya çıkardığı toz insan sağlığına zarar veriyor ve Siklosiz olarak bilinen bir tür akciğer kanserine sebep oluyor.
DEPREMDE NE OLACAK ?
3) Yine Patlamalar Binaların depreme karşı evlerin temellerine zarar veriyor.
Mevcutların zararı yetmiyormuş gibi Ömerli de şimdi yeni verilen taş ocağı izni, şile otoyoluna 3000- 3500 damperli kamyonun girmesine neden olacaktır. Trafik sorunu tırmanacaktır.
Ormanın içinde taş ocağı izni vermesinden dolayı hazineye gelen bir gelir var. Taş ocağının işletmesinden, özel sektöre giden bir kazanç var… Ancak toplum bunu diğer insanlar sağlığı ile ödüyor. Orman varlığı ile ödüyor… Toplumun geleceği ipotek altına alınmış oluyor.
Bu sorun bir insanlık ve çocuklarımızın geleceği sorunudur. Bu nedenle hangi siyasi parti olursa olsun, çevre sorununu ön planda tutmalıdır.