28 Aralık 2007’de Türkiye’deki yabancıların portföy yatırımlarının (sıcak para) toplam hacmi, 107 milyar dolar idi. Küresel ekonomik krizle birlikte sıcak para da çıkmaya başladı. 24 Ekim 2007’de 45 milyar dolara geriledi.
Aslında gelen para doğrudan reel yatırım sermayesi olsaydı, bugün durum farklı olurdu. Çünkü reel yatırım sermayesi, ülkeye gelip, fabrika gibi üretim ve istihdam yaratan sermayedir. Kriz halinde bu tür yabancı sermaye, fabrikayı sırtlayıp gidecek değil… Bu nedenle ülke riski alan sermayedir. Oysa ki sıcak para sıkışınca kaçan sermayedir. Emanet paradır.
Gel gör ki ekonomiye pembe gözlükle bakanlar, “Türkiye’ye oluk gibi para geliyor… Dünyada gelişmekte olan ülkelere giden yabancı sermayenin yüzde onu Türkiye’ye geliyor… Daha ne istiyorsunuz?” diye milleti aldattılar…
Yabancı sermayeyi üçe ayırmak gerekir:
Sıcak para dediğimiz, borsada, Hazine bonosunda ve kısa vadeli mevduatta olan yabancı sermaye ekonomiye zarar getirir. Bize de çok zarar verdi.
– Sıcak para kaçmasın ve yenisi gelsin diye faizler yüksek tutuldu.
– Sıcak para girişi döviz arzını artırdı. Kurlar düşük kaldı… YTL değerlendi. Bu nedenle cari açık arttı.
– Piyasalarda kırılganlık yarattı.
– Yine sıcak para yüksek faiz ve gelir sağlayarak, kaynaklarımızın yurt dışına çıkmasına yol açtı.
Yabancı yatırım denilen
2006 ve 2007 yıllarında, sıcak para dışında, bankaları, özelleşen kamu kurumlarını, piyasadaki kârlı şirketleri satın almak için de, hükümetin doğrudan yabancı yatırım sermayesi dediği sermaye geldi.
Ne var ki, bu sermayenin yalnızca yüzde 8’i üretim ve istihdam yaratacak sektör olan imalat sanayine geldi.
En yüksek giriş, banka satışları nedeniyle oldu. Mali aracı kuruluşların faaliyetleri nedeniyle giren sermaye, toplam sermayenin yüzde 40’ı kadar oldu.
Ulaştırma ve haberleşme içinde gelen sermeyenin de özelleştirme ve şirket satışları için geldiği anlaşılıyor…
Özet olarak, bu gelen yabancı para, kârlı işletmeleri satın alan ve gelecek yıllarda dışarıya kâr transfer edecek sermayedir… Uzun dönemli yatırım yapmak için gelen yabancı sermaye değildir.
Banka ve şirket satışlarından gelen paranın yatırıma dönüşmediği de açıktır… Örneğin 2 milyar dolara satılan bir banka için gelen bu para eğer yatırım yapılsaydı, yer yerinden oynardı.
Uluslararası doğrudan yabancı yatırım
sermayesi faizlerinin sektörlere göre dağılımı
Tarım, Arıcılık, Ormancılık ,Balıkçılık 0.0
Madencilik ve taşocakçılığı 0.7
İmalat Sanayi 8.0
Elektrik-Gaz-Su 0.6
İnşaat 3.0
Toptan ve parekende Tic. 8,6
Otelller, Lokantalar 0.2
Ulaştırma-Haberleşme 36.1
Mali aracı kuruluşlar 40.1
Gayrimenkul kiralama 0.5
Sosyal ve kişisel hizmetler 2.1