MİLLET BORÇ HARÇ İÇİNDE KALDI

Bankaların tüketici kredileri ve kredi kartları alacakları, 10 Ekim itibarıyla 115.2 milyar YTL’ ye yükseldi. 2007 yılı sonunda bu tutar, 91.3 milyar YTL idi. On ayda 23.9 milyar YTL arttı.


2007 yılı sonunda tasfiye edilecek kredilerin, toplam kredilere oranı yüzde 10.5 idi. 2008 Ekim ayında yüzde 9.2’ye geriledi.
Tasfiye edilecek kredilerde yüzde 10 dolayında bir oran yüksektir. Bankalar bunun yolunu bulmuşlar… Kredi kartları faizlerini, ortalama faizin 2 veya 3 katı oranında yüksek tutarak, bu zararlarını çıkarıyorlar. Yani bankaların bol keseden kredi kartı dağıtmasının maliyetini bu toplum çekiyor.

Aslında siyasi iktidarların yaptığı da aynıdır. Örneğin 2001 yılında batan bankaların tüm maliyetini bu toplum ödedi. Dört yönlü ödedi…
Birincisi, “vergi verenlerin vergisiyle batık bankaların zararı karşılandı…”
İkincisi… Batık bankaların zararına giden paralarla hükümet kamu hizmeti, sağlık ve eğitim hizmeti yapabilirdi. Halk bu hizmetlerin bir kısmından yoksun kaldı.

 


Üç… Bu bankaların zararını karşılamak için, Hazine borçlandı… TMSF’ nin Hazine’ye olan borcunu AKP iktidarı temmuzda çıkan bir yasa ile sildi. Bu borç halkın sırtında kaldı.
Dört… Batan bankalar, ekonomiyi de batırdı.

TÜKETİCİ KREDİLERİ VE KREDİ KARTLARI (MİLYAR YTL)

 

                                                           2007 Sonu                    10 Ekim 2008

Tüketici Kredileri                                   65.6                                         82.9

Kredi Kartları                            25.7                                         42.3

Toplam                                    91.3                                         115.2

 

Tasfiye Olunacak Krediler

Toplam Tasfiye Edilecek           9.6                                           10.6

 

TMSF’ ye Devredilen

Takipli Alacaklar                                    7.9                                           6.4

 


Hükümet halkı istismar etti
Hükümet halkı istismar ederse, bankalar da istismar eder. Önemli olan halkın bu işin bilincine varmasıdır.
Ne var ki, halkın bu kadar borç – harç içinde kalması kendi iradesi ile olmadı. Halk borçlanmak zorunda kaldı.


Hane halkı neden borçlanır?
1) Halk gelirinin veya servetinin artacağı beklentisi içinde olur. Bu günden alacaklarının bir kısmını alır.

OECD raporuna göre, dünyada zengin – fakir arasındaki farkın en fazla arttığı ülke Meksika’dır. İkinci sırada Türkiye gelir. Bu demektir ki, fakir daha fakir – zengin daha zengin oluyor. Halk gelirinin artacağını beklemiyor. Yani Türkiye’de halkın borçlanması, gelir ve servet artışı beklentisine dayanmıyor.

2) Halk borçlanmaya mecbur kalır. Aksi halde aç kalacak veya sağlığını kaybedecek… Bu günü kurtarmak için borçlanır. Geleceğini düşünecek halde değildir.

Türkiye’de fakir – fukara hayatını idame ettirmek için, borçlanmaya ve kredi kartı kullanmaya mecbur kalmıştır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir