Dünya finans piyasasında ortaya çıkan sorunlar ve Türkiye de reel sektörle finans sektörünün arasındaki dengenin bozulması , başka bir ifade ile finans sektörünün balon yapması kendiliğinden çözülmez. ABD ve İngiltere’de olduğu gibi Merkez bankalarının likiditeyi artırması da kalıcı olmuyor. Zira ABD’ de Mortgage sektöründe bir dolarlık gayrimenkul karşılığı 88 dolarlık kağıt çıkarılmış.
Ekonomide bu dış ve iç faktörlerden kaynaklanan Makro göstergeler arasındaki dengesizlik ve sermaye piyasasında aşırı şişmenin kazasız atlatılması olası değildir.
Biz bu aşamada mevcut politikaları bırakıp bu günkü konjonktüre ve Türkiye şartlarına özgün politikalar üretmeliyiz.
1)‘’İktisadi Büyüme ‘’yerine , eğitim düzeyinde, sağlık imkanlarında , kültürel yapıda gelişmeleri ve kişiler ve bölgeler arası gelir dağılımında iyileşmeyi de içeren ‘’ İktisadi gelişme ‘’ yi gösterge olarak almalıyız.
2)İstikrar politika araçlarında , IMF reçetelerine alternatif araçlar değil kendimize özgün araçlar geliştirmeliyiz.
DALGALI KUR YÜRÜMEDİ.
Örneğin , dalgalı kur sistemini değiştirmeliyiz.
- Dalgalı kur sisteminin çalışması için , YTL faizi ile döviz faizinin aynı düzeyde olması gerekir. Aksi takdirde sıcak para girişi önlenemez . Sistem çalışmaz. Türkiye de YTL faizini daha fazla ve dünya reel faiz düzeyine düşürmek mümkün değil. Düşürülürse sıcak para çıkar. Yine ülke riski düşmeden faiz düşmez.
- Dalgalı kur sisteminin çalışması için , dolarizasyon’ un önlenmesi gerekir. Döviz mevduatı son bir yılda 20- 25 milyar dolar artarak , 117 milyar dolara yükseldi. Bu aynı zamanda devalüasyon beklentisi olduğunu da gösteriyor. Dolarizasyon varken , dalgalı kur sistemi döviz arz ve talebini düzenleyemez. Zira döviz alanların bir kısmı , devalüasyon beklentisi ile alıyor. Yahut elinde döviz tutanlar aynı beklenti ile satmıyor.
- Türkiye de vadeli döviz işlemleri piyasası , döviz fiyatlarının oluşmasına yardımcı oluyor. Kurlarda hızlı iniş ve çıkışı önlüyor. Türkiye’de vadeli döviz işlemleri piyasası oluşmadı.
Bu şartlarda doğrusu , piyasa şartlarını ve halkın beklentilerini dikkate alan ‘’ Kontrollü kur sistemi ‘’ dir.
FAİZ DIŞI FAZLA DA YANLIŞ
Bir başka örnek Faiz dışı fazla uygulamasıdır. Bu uygulama kamu kesiminde mali disiplin sorununu çözmüyor.
- İç ve dış borç anapara ödemeleri ve yeni borçlanma bütçe dışında kaldığı için , faiz dışı bütçe fazlası borç stokunu kontrol edemiyor. Borçlanmak hazinenin nakit ihtiyacına göre yapılıyor.
- Özelleştirme gelirlerinden yalnızca Telekom bütçeye gelir kaydedildi. Diğerleri hazinede fon hesabında tutuluyor. Bu fondan KÖYDES’ ve AKP’ li belediyelere kaynak aktarılıyor. Belediyeleri uzun vadeli borçlandırıyor. Merkezi devlet bütçeden yapması gereken hizmetlerin bir kısmını bu belediyelere yaptırıyor.
- Bu şartlarda faiz dışı bütçe fazla uygulamasını kaldırıp , yerine mali disiplini sağlamak için ‘’ en az açık uygulaması’’ nı getirmeliyiz.