HAYAL EDEN HAYALET BİÇER

Siyasi iktidarlar, ekonomide sorunlar birikip riskler arttıkça, Gerçekleri saptırmanın yollarını ararlar… Ya  iç ve dış olaylara halkın dikkatini çekerek ekonomik sorunları ikinci plana atmak isterler.. Ya Bugün Baykal’a yapılmak istenenler gibi , toplumun ekonomik ve  sosyal problemlerine sahip çıkanları susturmayı denerler.  Ya da yeni sloganlar geliştirip, gerçeklerin önünü kesmek isterler…

AKP iktidarı bunların dışında ve şimdiye kadar görmediğimiz bir yolu da denemektedir..  Bu yol ‘’ İstatistikleri farklı gösterip, gerçekleri farklı ifade ederek , doğruları saptırmak’’tır.

İşsizlik konusunda istatistiklerin nasıl saptırıldığını, beş kişiden biri işsiz olduğu için , çok rahat görebiliriz.. Devlet Bakanının , cari açığı adeta öven sözlerine de gerçeklerin  nasıl saptırıldığının bir örneği olarak bakabiliriz..

Bakan ‘’2004 yılında 15.6 milyar dolar cari açık verdik.. Ancak 17 milyar dolarlık ta yatırım malı ithal ettik.’’ Diyor..

 

1)Cari açığın nedeni ne olursa  olsun , sonuç değişmez.. Cari açık demek ,kazanıla dövizden daha fazla döviz kaybetmek demektir.. Yani cari açık vermek bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerden zararlı çıkması demektir.. Ben bu zararı, Osmanlı dönemindeki

2) Cari açık kadar cari açığın finansmanı da önemlidir.. Eğer bu açık , uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi ile kapatılsaydı, Türkiye ‘nin kaybı daha az oldurdu.. Ancak şekilde görüldüğü gibi yabancı yatırım sermayesi girişi yok ..2004 yılında cari açık  Ya sıcak para , ya hazır ve karlı şirketleri alan fırsatçı sermaye veya dış borçla finanse edildi.. Sıcak para ekonomide kırılganlığı ve riski artırdı.. Faizlerin düşmesini önledi.. Borç yiyen de kesesinden yer.. Kaldı ki , yatırım malı ithalatının borçla finansmanı , faiz  maliyeti nedeniyle ülkeden ileride daha çok kaynak çıkışına neden olur..

3) Cari açığın artması , yatırım malı ithalatındaki artış nedeniyle değil , ara malı ve hammadde ithalatındaki artış nedeniyle oldu.

2004 yılında 17,3 milyar dolarlık yatırım malı ithal ettik .. Ancak buna karşılık 67 milyar dolarlıkta aramalı ve hammadde ithal ettik.. Üstelik geçen sene ertelenen talebin devreye girmiş olması nedeniyle , toplam talep yüksekti.. Kaldı ki yatırım malı ithalatının  nispi  payı da düştü.

Örneğin, 2000 yılında Yatırım malın ithalatının toplam ithalat içindeki payı, yüzde 20.8 idi.. 2004’te yüzde 17.7 oldu..

Buna karşılık aramalı ve hammadde ithalatının toplam ithalat içindeki payı 2000 yılında yüzde 65.5 iken , 2004 yılında yüzde 69.2’ ye çıktı.

Aramalı ve hammadde ithalatının artmasının ilave maliyetleri var.. Bir … Düşük kur’dan dolayı aramalı ve hammaddeyi içeride üretmek yerine ithal ediyoruz..işsizlik artıyor.. İki .. Kur’lar artınca ara malı ve hammadde ithalatı da azalacak ..iç üretimde de gecikmeli  olarak devreye gireceği  için , ara dönemde durgunluk olabilecektir..

Bu gerçeklere rağmen bir bakan neden farklı konuşur.. Psikolojik beklentileri olumlu etkilesin diye.. Gerçekte ise bu beklentiler borsa endeksini artırır.. Ancak halkın karnını doyurmaz.. Yalnızca tepki birikir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir