HALK YOLSUZLUĞU KANIKSADI

Alman Savcılığının Deniz Feneri Derneği ile ilgili iddialarının bir kısmı, bilirkişi incelemesi ile kesinlik kazanmıştır. Örneğin bu raporlarla Türkiye’ye para gönderildiği sabit hale gelmiştir.
Başbakan, Aydın Doğan ‘a, “Biz onu bizim Çalık’a vereceğiz” demesi bir zamanlar, Demirel ‘in “verdimse ben verdim” demesine benziyor. Başbakanlar devlet malını, devlet malını ve devlet imtiyazını kendi malları olarak görüyor.
1990’lı yılların başında, İstanbul Üniversitesi’nin Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan alacağı vardı. Dönemin Bakanı’na gittik… Bakan genel müdürü arayarak, “kasamda ne kadar para var?” diye sordu. Merak ettim, acaba sürçü dil mi? oldu diye… Ancak tüm konuşmaları bu paralelde olunca, bakanlarında kendilerini bakanlığı geçici olarak yönetmek için değil, patron olarak gördüklerini hayretle gözlemledim.

AKP’de dişli olayı, hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya çıkan bir rüşvet olayıdır.
Öte yandan İslam’ı bu kadar kullanan, dini kullanarak insanlar arasında ayırım yapan, nifak sokan bir iktidar hiç gelmedi. Erbakan inandığını söylerdi. Ne olduğu ortada idi. Bu nedenle riskli değildi. Ancak AKP, Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesinin kararıyla tescil edilen gizli hedefleri için her yolu meşru görüyor.
İlginç olan bu kadar açığa çıkmış yolsuzluklara karşı, tescil edilmiş din istismarına karşı, kamuoyunun tepki göstermiyor olmasıdır.
Gerçekte ise demokrasilerde bu sorunları halk çözer. Yanlış yapanın, yolsuzluk yapanın cezasını halk verir. Bir daha bu tür partilere oy vermez.
Türkiye de halk yolsuzluğu kanıksadı…


En büyük sorun yoksulluk
2007 yılının başında, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfı tarafından, İstanbul’da “ Yolsuzluğa bakış “ isimli bir araştırma yaptırıldı. Bu araştırmada deneklere “Türkiye’nin çözülmesi gereken sorunları” başlıklı bir soru soruldu… Deneklerin bu soruya verdiği cevaplar yüzde olarak şöyle oldu:

Türkiye’nin çözülmesi gereken sorunları
İşsizlik Yoksulluk …………….. 48.6
Enflasyon hayat pahalılığı …..11.6
Eğitim………………………….. 11.5
Terör…………………………… 9.6
Yolsuzluk ………………………. 8.9
Sağlık / sosyal Güvenlik …….. 3.0
Demokrasi / insan hakları ….. .2.9
Din ve vicdan özgürlüğü……… 1.7
Din istismarı ……………………. 1.5
Diğer…………………………….. 0.5

Halkın yüzde 48.6 artı 11.6 ‘sı yani toplam olarak yüzde 60.2 ‘si yoksulluğu ve hayat pahalılığını birinci derecede sorun olarak görüyor. Yolsuzluğa halk önem sırasına göre beşinci sırada yer veriyor. Bu işin tercümesi, halk yolsuzluğu önemli görmüyor. Yolsuzluğu kanıksadı.
Böyle olmasaydı, yolsuzluk yapan siyasiler, mahkemelere giden siyasiler ve özellikle belediye başkanları, birkaç yılda karun kadar zengin olanlar, siyasette ön planda olmazdı.


“Bana da düşer” yanlıştır
Zaar halk, “Çalsın… Bana da versin..” zihniyeti içindedir. Bunun nedeni toplumsal bilincin yetersiz olmasıdır. Aslında halk bilse ki çalınan mal kendi malıdır. Yolsuzluk yapıldıkça kendisi fakirleşiyor.. O zaman bilinç düzeyi artar. Yolsuzluğa izin vermez.
Bu bilinç düzeyi gelişmesin diye, AKP halka iş vermek yerine, ekmek dağıtıyor. Çin atasözü ile, halka balık tutmayı öğretmiyor… Balık dağıtıyor. Gerçekte ise eğer halk kendi balığın tutar ve kendi ekmeğini alırsa, bilinç düzeyi artar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir