Cari açık ekonominin yumuşak karnıdır. Döviz ihtiyacını artırdığı için , aslında öteden beri sorun olmaya devam etmiştir. Bu gün sıcak para ve sermaye girişine rağmen , Uluslar arası kuruluşlar ve raiting şirketleri Türkiye için cari açığı sürekli risk olarak gösteriyorlar .
Hatta başbakan yardımcısı ve bazı bakanlar da cari açığın risk olduğunu ve muhakkak çözülmesi gerektiğini açıkladılar.
Yalnızca sıcak para ve uluslar arası finans sistemi içinde çalışan sınırlı sayıdaki finans spekülatörü ‘’ finansmanı yapıldığı sürece cari açıkta risk yoktur ‘’ diyor. Bunlar böyle söylemek zorundalar…Çünkü cari açığın düşmesi , uluslar arası fonların ve özellikle sıcak paranın işine gelmez. Cari açık olduğu sürece bunlar Türkiye ye yüksek faizle borç para verecektir. Cari açığın finansmanı için sıcak para girsin diye Merkez bankası kur artışlarını engelliyor. Kur artışı sıcak paranın getirdiğinden daha az çıkarmasına neden olursa , sıcak para zarar eder.
Aslında finansmanı yapılamayan cari açıkta olmaz. Döviz bulmadan ithalat yapamazsınız. Veya ancak borçla yaparsınız.
2012’in ilk dört ayında ortaya çıkan cari açık 21.2 milyar dolardır. Bu açığın finansmanı aşağıdaki gibi yapılmıştır.
Milyar Dolar
Dış kredi …………………………11.0
Portföy yatırımları ………………..6.3
Doğrudan yatırım …………………2.5
Net hata ve noksan ……………..2.9
(Nerden girdiği belli olmayan )
Toplam giren döviz ……………..22.7
4 Aylık cari açık ..……………….21.7
Rezerve eklenen fazla ……………1.5
1) Cari açığın 11 milyar dolarlık kısmının finansmanı dış borçlanma ile sağlanmıştır. Türkiye nin dış borç stoku hızlı bir şekilde artmıştır
Özel sektörün dış borcu 230 milyar dolara, Kamu sektörünün dış borcu ise 120 milyar dolara yükselmiştir. Kısa vadeli dış borçlar toplamı 90 milyar dolar olmuştur.
Dış borçlarda borç stokunun büyüklüğünden daha önemli olan ekonominin dış borç ödeme kapasitesidir. Türkiye’ de dış borç yükünü ağırlaştıran iki handikap vardır.
· Yüksek cari açık ekonominin döviz ihtiyacını artırmıştır. Bu nedenle borç ödeme kapasitesi düşmüştür.
· Ülke riski yüksek olduğu için , Türkiye daha yüksek faizle dış borç bulabilmektedir. Üç raiting kuruluşunun da Türkiye’ye verdiği not , ‘’spekülatif , yatırım yapılamaz ‘’ şeklindedir. Bu durum ülke riskini daha da artırmış ve bu riski nedeniyle Türkiye uluslar arası piyasalardan daha pahalı dış borçlanma yapmıştır.
2) Ocak nisan döneminde 6.3 milyar dolarlık net sıcak para girişi olmuştur. Sıcak parada kısa vadeli borçdur. Hatta ne zaman çıkacağı belli olmayan dış borçtur. Ayrıca sıcak paranın hızlı giriş ve çıkışı , ekonomide kırılganlık yaratmıştır.
3) Cari açığın finansmanın da 2.5 milyar dolarlık yabancı yatırım sermayesi girişi olmuştur…Bu sermaye Türkiye ‘de sıfırdan yatırım yapan üretim yapan istihdam yaratan bir yabancı yatırım sermayesi değildir. Bu sermaye Türkiye’ de mevcut ve kurulu olan karlı işletmeler ile gayrimenkul satın alan sermayedir. Yani Türkiye cari açığı kapatmak için varlıklarını satmaktadır. Satılan varlıklar o yıl cari açığın kapatılmasına yarar ve fakat diğer yıllar kazancını, dışarıya transfer eder. Dışarıya kar transferi ise cari açıkta kısır döngü yaratır.
4) 2.9 milyar dolarlık Net hata ve noksan kalemi , nereden geldiği belli olmayan dövizlerdir. Kaynağı belli olmayan bu döviz girişinin , toplam döviz girişi içindeki payı yüzde 13’tür. Bu dövizlerin çoğu orta doğudan gelmektedir. Ortadoğu ülkeleri ABD’ nin ve AB’ nin gerektiğinde varlıklara el koymasından korkmaktadır. Kaldı ki , Türkiye de hem sıcak para olarak , hem de mevduat olarak daha çok kazanç sağlanmaktadır. Faiz oranları da ABD ve AB’den yüksektir.