Bu söz , AKP ‘li bir milletvekilinin ‘’Tekstili Çine bırakalım’’ sözü üzerine Türkiye İhracatçılar meclisi başkanı Oğuz Satıcının verdiği cevaptır.
Aslında İhracatçılar daha çok gol yiyecektir. Çünkü ihracatçılar ve TİM yanlış safta yer almış bulunuyorlar.
Zira, Türkiye de bütün düzen , finans sektörü ve sıcak para üstüne kuruldu… İstesende bu düzeni bozmazsın .
Bu düzen üretime ve ihracata yarayan bir düzen değil.. İthalata ve spekülatif kazanca dayanan bir düzendir.
Bu düzende Sıcak para girdiği sürece , kurlar baskı altında kalıyor. Kur düşük kalınca cari açık artıyor… cari açık dış borç ve sıcak parayla finanse ediliyor… Sıcak para çıkmasın diye de faizler düşmüyor. Yüksek faiz ciddi yatırımı engelliyor.
Bu şartlarda elbette Kur düşük kaldığı sürece , Tekstilde Çin’le rekabet edemeyiz..
Çinle rekabette Türkiye iki taraflı kaybediyor.. Birisi düşük kur.. Örneğin şimdi dolar 2 liraya yakın olsa , ihracatçı malını daha ucuza satar. Çinle rekabet edebilir.
İSTİHDAM YÜKÜ YÜKSEK
İkinci kaybımız , Çinde işçi ücretlerinin ve işçi maliyetlerinin düşük olmasından ileri geliyor. Aslında Türkiye de de ücretler yüksek değil.. Türkiye de sorun ücretler üzerindeki istihdam yükünün yüksek olmasıdır. Türkiye de Çalışanın ödediği gelir vergisi , sigorta primleri ve işveren payları toplamı , işçi maliyetleri içinde yüzde 42 oranında yer tutuyor. Oysaki Çinde bu oran yüzde 20 dolayındadır.
Gıda ve tekstil , insanlık yaşadıkça önemli olacak sektörlerdir.. Eğer tekstili Çin’e bırakırsak , bilişim sektöründe de Hindistanla rekabet edemeyiz.. Onu da hindistana bırakalım .
AKP yeniden iktidar oldu.. İşin kolayına kaçacağına , mevcut politikaları değiştirsin .
Aslında yapılması gereken , Türkiyeyi bu sıcak para tuzağından kurtarmaktır. Aksi halde kurları baskı altından kurtaramayız.
Bunu da vergi ve yasakla yapamayız.. Ciddi bir sanayileşme planı olursa,sıcak para iyi yönetilirse hem risk azalır.. Hem de sıcak para yerine fiziki yatrım yapacak sermaye gelir. Kur baskısı azalır. Kur artarsa , Çinle rekabette bir adım atılmış olur.
İSTİHDAM YÜKÜ YÜZDE 25 OLSUN
İşçi maliyetlerini azaltmanın yolu da istihdam üzerindeki yüzde 42 yükü, Avrupa birliği düzeyine , yüzde 25’lere indirmektir.
Tekstilciler kaliteyi ve markayı geliştirelim diyorlar… Bu doğru ve şart.. Ancak elin adamı da aynı geliştirmeyi yapacaktır..
Yine Hükümet verim artırın diyor..Elin oğlu da boş durmuyor.. Aynı verimlilik artışını yapacaktır.
Biz kur ve istihdam yükünde dediğim çözümleri getirirsek , ancak o zaman Çin ile olan rekabete aynı noktadan başlamış olacağız. Ancak o zaman daha çok verimlilik artışı ve daha çok kalite artışı yararlı olacaktır.
Seçimden önce İSİDEF , İstanbu sanayici ve işadamları Dernekleri federasyonunun bir açılışında , CHP adına bu önlemleri anlatırken, TİM Başkanı Oğuz satıcı , bunları gülerek dinlemişti. Şimdi ne oldu da ilk günden , gol yediğini düşünüyor.
ÇÖZÜM VAR
Ekonomi yönetimini , finansçılara bıraktığımız sürece bu iş böyle devam edecektir.. Ancak bu dış açık ,bu borç ve bu sıcak para , sonunda duvara çarpacaktır.
Çok sevdiğim Oğuz Satıcı , Başbakanın yanında dolaşmak yerine , Ondan ihracatçının rekabet gücünü artıracak olan , kur sorununu ve istihdam yükünü nasıl çözeceğini sormalıdır ?