BASINDA NELER OLUYOR?

Emin Çölaşanın Hürriyetten çıkarılması , sıradan bir olay değildir. Çölaşanın çıkarılmasına olan tepkilerin  de , bir çalışanın hakları ile hiç bağlantısı yoktur.

 

Çöşaşana yapılan , laik , demokratik Cumhuriyetle AKP iktidarının restleşmesi demektir. Aslında Abdullah GÜL’ün cumhurbaşkanı adaylığında diretmesi de aynı anlama gelmektedir.

 

AKP bu işleri , piyasaların gerilmesi ve pahasına yapıyor.

Bu da bize AKP’nin hedefini çok net olarak ortaya koyuyor.

 

Ben gözcüden önce Rahmi turanın çıkardığı meydan gazetesinde yazıyordum .. Sonra rahmi turan gzcüyü çıkardı.. Gözcüde yazdım ..

 

 

Gözcü’nün kapatılmasından sonra çok sayıda e. mail aldım… O zaman aldığım bu e- mail’lerden birisini şimdi  yorum yapmadan aynen veriyorum. 

 

‘’AZİZ DOSTLARIM.

                                                     

 Bu sabah marketten Gazetemi alırken Kırmızı çerçeve içinde olduğunu görünce bir nisan şakaları var diye düşündüm.

 Yazılarınızı okuyunca ve televizyondan da izleyince  şok oldum. Bundan sonra gazete okumayacağım. Zaten istedikleri de bu değil mi?

   Milleti uyandırma ve bilgilendirme görevini yapan tek bir GÖZCÜ gazetem vardı. Onu da haber vermeden kapattınız. Bunun böyle olacağı belliydi.

   İstiklal savaşı dönemindeki mandacılarla,  Ali Kemal Kafalılar  sizin gibi vatanseverlerin önünü kesmezlerse Ortadoğu Enerji kaynakları nasıl ele geçirilecek…?

 Emperyalistlerin Silahla bu milleti yenmeleri uşak ve sömürge haline getirmeleri mümkün değildir… 

Ancaaaak; !

Hiç okumamış, aydınlanmamış bir millet , kendi içlerinden acemi bir şoförün otobüsüne bindirilir, yalpalata, yalpalata canından bezdirilirse, Bizansı Fatih Sultan Mehmet’e Teslim eden Papazlar gibi o ülkeyi teslim ve uşak olarak alırsınız.       Bir şartla… Atatürk’ün torunları hesaba katılmazsa…

Susmayınız… daha fazla yazınız. yeni bir gazete çıkarırsanın tiraj rekoru kırarsınız. tam zamanı. şans bir defa ele geçer… Saygılarımla..İsmet Biçim Emekli Defterdar

 

BASIN DÖRDÜNCÜ KUVVET Mİ ?

 

Basın ve basında çalışanlar,her zaman ‘’basın dördüncü kuvvet ‘’diye övünürdü. AKP iktdarı basını dördüncü kuvvet olmaktan çıkardı.. Süt dökmüş kediye döndürdü.

 

AKP iktidarı bunu , yasaları çiğneyerek yaptı. Fona alınan şirketlere farklı davrandı . İstediğine el koydu.. istediğine el koymadı.

 

Bu gün , Medyada AKP tekeli oluştu. Fonda olup satılan veya fona alınmadan satılan bazı televevizyonlarda AKP yanlılarına satıldı. Bunları idare denlerden AKP ile yakın bağları olduğu anlaşılıyor.

 

1950- 1960 yıllları arasında zaman – zaman basına sansür uygulanmış.. Sonraki yıllarda da bu yola başvuran hükümetler olmuş.. Akp ise bunu yapmadı.. Devlet imkanlarıyla dolaylı yoldan hakim olarak veya fon kapsamına alarak , hülle yoluyla tüm medyayı kontrolü altına aldı.

 

AKP bu yolu kendisi için bir kurnazlık olarak kabul ediyordur.. Ancak bu yolun toplumu gerdiğini… Bilinç sahibi olanların AKP ‘ye karşı bilendiklerini hesap edemiyor..

 

Bu nedenledir ki  Bekir Coşkun diyor ki :

 

Keser döner sap döner…

Gün gelir hesap döner.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir