Yaklaşık 60 yıl önce, ekonomik kalkınmada eğitimin önemli bir payı olduğu anlaşıldı.. Önceleri eğitimin kalkınma üzerindeki olumlu etkisi biliniyordu , ancak , emek , sermaye ve girişimci kadar önemli olduğu sonradan hesaplandı.
Araştırma ve geliştirme(Ar-ge ) çalışmaları da benzer şekilde son yarım asırda önem kazandı..
Örneğin şimdi teknolojinin sanayileşmiş ülkelerin ekonomik büyümesine katkısı yüzde 50 ile yüzde 70 arasında hesaplanmaktadır. ( G.R. Mitchell, ‘’ The Globla Context for U.S. Technology policy)
Ar-Ge çalışmalarını , Üniversiteler , bazı kamu kurumları ile özel sektör araştırma bölümleri yapmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu , 2003 ve 2004 yılları için Türkiyede kim tarafından ve ne kadar Ar-Ge harcaması yapıldığını açıkladı.
Bu konudaki araştırmanın 1.5 yıl geriden gelmesi bile rakamlara gerek kalmadan bizde Ar-Ge ‘nin yetersiz olduğunu gösteriyor..
Ar-Ge ‘ye verilen önemi , bu konuda yapılan harcamaların Milli Geliri içindeki payı göstermektedir.
Sanayileşmiş ülkelerde bu oran yüzde paylarla ifade edildiği halde bizde binde paylarla ifade ediliyor..
Ar- Ge harcamalarının Gayri Safi Milli hasıla içindeki yüzde payı Bazı sanayileşmiş ülkelerle karşılaştırldığında bu durum daha iyi anlaşılıyor..
Japonya….. 3.70
ABD…… 2.72
Avrupa…… 1.93
G.Kore…… 2.53
Türkiye…… 0.67
Yunanistan…0.65
Yunanistanda ar-ge harcaması bizden düşüktür.. Ancak Yunanistan ekonomik programında 2010 yılında bu oranın yüzde 3’e çıkarılacağı ifade edilmiştir.
Türkiye’nin Ar- Ge harcamalarını artırması hiç olmazsa GSYİH içindeki payını yüzde 2’lere çıkarması gerekir..
Sanayileşmiş ülkelerde bu harcamaların çoğunu özel sektör araştıma bölümleri yapmaktadır.. Bizde ciddi araştırma bölümü olan özel sektör kuruluşu sayısı üç- beşi geçmiyor. Özel sektör bu konuda da devletin eline bakıyor.. Devlet ise , faiz dışı bütçe fazla hedefini tutturabilmek için araştırma – geliştirme harcaması yapmıyor..
TÜİK’in araştırmasında , bizde Ar-Ge harcamalarının yüzde 66.3’ü yüksek öğrenim, yüzde 23.2’si özel sektör ve yüzde 10.4’üde kamu kesimi taraından yapılmaktadır.
Bu tür araştırma harcamaları meyvesini geç veren araştırmalardır.. Bu nedenle siyasi iktidarların bu harcamaları artırma gibi bir kaygıları mevcut değildir.
Üniversiteler gelince.. 1980 YÖK’ ten sonra Üniversiteler tek düze eğitim kurumlarına döndü..Araştırma fonları kısıldı.. Öğretim üyelerinin yurtdışı ödenekleri kaldırıldı.. Maliye bakanlığı uzmanları iki yıl mutlaka yurt dışına araştırma için çıkıyor.. Asıl çıkması gereken Üniveriste öğretim üyeleri ise hayat boyu böyle bir imkandan yoksundur.