ADALETSİZ VERGİ KAÇAĞI ARTIRIYOR

Vergi adaleti ile vergi kaçağı arasında doğrudan bir bağlantı var… Vergi verenler, vergi kaçıranlarla rekabet edemiyor. Vergi kaçıranlar karşısında şansları kalmıyor. Bu durum vergi kaçırmayı zorluyor.

Vergi kayıp ve kaçağını önlemede mevcut yanlışları düzeltmemiz lazım. Nedir bu mevcut yanlışlar?

1) Bir defa, vergi sistemimiz adil değil. Vergilerin üçte ikisini zengin-fakir aynı oranda ödüyor. KDV ve ÖTV gibi vergilerden oluşan tüketim vergileri, vergi gelirlerinin üçte ikisini oluşturuyor.

Örneğin, 2008 yılında toplam vergilerin Milli Gelire oranı yüzde 17.71’dir. Gelir, kar ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergilerin Milli Gelire oranı ise yüzde 5.78’dir. Üstelik bu 5.78 ‘lik oran içinde kurumlar vergisi tek oranlıdır.

Zengin ve fakir aynı vergiyi öderse elbette ki vergi mükellefi tepki gösterecektir, vergiye karşı bir direnç oluşacaktır.

2) Maliye devamlı kümesteki kazları yoluyor, Yani elinin altındaki mükelleflerden vergi alıyor. Örneğin, bugün şehir rantları, kent rantları önemli bir vergi kaynağıdır. Eğer bir arsanın, bir binanın değeri 10 kat arttıysa, bunun 1 katını devletini alması çok doğaldır. Böyle, bu tür yeni vergileme sistemleri hiçbir şekilde gündeme gelmiyor.

 

Bu rantların devlete gitmediği yerine Belediye ve Mafya bağlantılı bazı insanlara gittiği, basında sık sık ortaya çıkan yolsuzluk olaylarından anlaşılıyor.

Dolayısıyla, Maliye kümesteki kazları yoldukça, onların da yolunacak tüyü kalmıyor.  

3) Bir de, yine Maliye kazı bağırtarak yoluyor. Yani, hem kümesteki kazları yoluyor hem de bağırtarak yoluyor. Nasıl bağırtarak yoluyor?  

Vergi idaresinin aynı zamanda yol göstermesi lazım vergi denetim elemanları bütün vergi mükelleflerini potansiyel vergi kaçakçısı olarak görüyor. Yapılan denetim sonuçları açıklanıyor… Vergi kaçağı neredeyse yüzde yüz hesaplanıyor. Sonradan mahkemelerde veya uzlaşmayla bu oranlar düşüyor.

Denetim elemanları herkesi potansiyel vergi kaçağı olarak gördüğü sürece, vergiye karşı bir tepki oluşur ve vergi kaçağı devam eder.

4) Eğer vergi yükü çok ağırsa yine vergi kaçağı kaçınılmaz olur. İstihdam vergileri, istihdam üzerindeki yükler yüzde 40’dır. Yüzde 42 bir yük risk almaya değer bir yüktür. Siz bunu eğer Avrupa Birliği düzeyine, yüzde 30’lar düzeyine yahut Türkiye şartlarında yüzde 25 düzeyine indirirseniz, o zaman, daha çok vergi ve prim toplarsınız.  Çünkü kaçak azalır.

Yüzde 25’i indirirseniz kimse risk almak istemez.  Risk almaya değmez. Dolayısıyla, vergi mükellefinin sayısı artar, vergi ve prim tahsilatı da artar.

5) Nihayet vergilerle çok sık oynanıyor. Her yıl vergilerde sürü değişiklik yapılıyor. Şimdi gelir vergisinde yapılıyor. KDV’de, ÖTV’ de yapıldı.  Amme alacaklarında, damga vergisinde, belediye gelirlerinde yüzlerce değişiklik yapıldı. Vergi mükellefleri şaşkına döndü.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir