Ekonomi ansiklopedisinde , rahmetli Demir Demirgil , yatırımı aynen şöyle tarif ediyor :’’Yatırım ,Sermaye stoku ( üretim araçları mevcudu ) na yapılan ilavedir. Yapılan ilaveye amortisman dahil ise Gayri Safi yatırım, dahil değilse safi yatırım denir. Yatırımın eklendiği stok , doğal sermaye veya fiziki sermaye olabileceği gibi envanter veya stok ‘ta olabilir. ‘’
Yatırım harcamaları üç gurupta toplanır:
1. Makine ve techizat gibi sermaye malları ,
2. Bina , yol , köprü ve baraj gibi altyapı ,
3. Firmaların depolarında bulundurdukları , hammadde , yarı mamul ve mamul mal stoku ,
Öte yandan , Plasman ise ‘’paranın gelir getirici bir alacağa , menkul veya gayrimenkule bağlanmasıdır.’’
Yatırım bazen yanlış anlaşılmaktadır. Örneğin bir bina inşaatı veya bir fabrika yapılması yatırımdır.. Ancak Mevcut bir binanın veya mevcut bir fabrikanın satın alınması makro açıdan , ülke açısından bir yatırım değildir.. Zira ekonomide yeni bir üretim kapasitesi yaratılmamış , yalnızca mevcut bina ve fabrika el değiştirmiştir.
Meseleye doğru noktadan bakarsak , Türkiyeye gelen ve çok övündüğümüz yabancı yatırım sermayesini yeniden yorumlamak gerekir.
Mayıstan –mayısa son bir yıl içinde Türkiye ye 16.1 milyar dolarlık yabancı yatrım sermayesi geldi..Bu gelen sermaye içinde sıfırdan sabit sermaye yatırmı yapmak için gelen yok.. Hepsi hazır ve işleyen, kamuya ait yada özel sektöre ait bir işletmeyi , bir yatırımı satın almak veya birleşmek için gelmiş.
Devlet bakanı , 2006 yılında da enaz 13.5 milyar dolar, en fazla 24.2 milyar dolar gireceğini ( aşağıdaki tabloda yer aldığı gibi ) açıkladı.
DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE GİRİŞLERİ (Milyar Dolar)
En az En fazla
———- ————
Özelleştirme (Türk Telekom dahil ) 1.3 5.5
TMSF satışı ( Telsim dahil ) 4.6 5.8
Satın alma ve Birleşme ( Finansbank d.) 4.5 8.6
Gayrimenkul satışı 1.8 2.5
Hisse senedi 1.3 1.8
Toplam 13.5 24.2
Yukarıdaki tablo hesabında bir terslik var..Herşeyden önce Enaz ve en fazla tahminler arasında yüzde yüze yakın sapma var.. Bu durum işleri tesadüflerin yönettiğini gösteriyor..
Ayrıca bu gelen yabancı sermeyeye doğrudan yabancı yatırım sermayesi demek te yanlıştır.. Gelen yabancı sermayesinin hepsi bir şirket satınalmak , bir şirketle birleşmek için gelmiş .. Yani yeni fabrika kurmak için gelen yok.. Yağma hasanın böreği gibi , yükselen Türkiye pazarından pay kapmak için gelmiş.
Gayrimenkul satışına da doğrudan abancı yatırım diyemeyiz.. Mevcut bir Gayrimenkul el değiştirmiş..
Hisse senedi ise, kurulu ve çalışan bir işletmenin hisse senedinin el değiştirmesidir.
Bütün bu yabancı sermayenin satın aldığı veya birleştiği şirketlerde , aynı üretim devam edecek.. Yeni bir istihdam olmayacak.. gayrimenkul almanın bir yararı , Türkiyede yaşayan yabancılar bir lobi oluşturabilir.. Geldiklerinde döviz getirirler.. Ancak hiçbir şekilde mevcut bir gayrimenkulun satışı yatırım değildir.