TÜRK EKONOMİSİNDE DURUM TESPİTİ

Hükümetin, krizi değerlendirmesi, çözüm yolunda değil, savunma yolunda olmaktadır. Başbakan yardımcısı, diğer ülkelerin krizi bizden daha ağır yaşadığı şeklinde, savunma yapmaktadır.
Krizin çözümü ve maliyetlerin en aza indirilmesi için, önce bunların ne boyutta olduğunu tespit etmek gerekir.

Ekonomik krizde en fazla daralan ekonomi, biz olduk… Büyüme, 2009 yılının ilk 3 çeyreğinde, GSYH’da yüzde 8.4 küçülme yaşandı. 4. çeyrekte büyüme bekleniyor. 2009 ortalama büyüme oranı eksi yüzde 5.5 ile eksi yüzde 6 arasında olabilir. 2010 büyüme oranı da yüzde 3.5 olarak tahmin ediliyor.
2008 son çeyreği ve 2009 ilk üç çeyreğinde, olmak üzere Türkiye dört çeyrek üst üste eksi büyüme, başka bir ifade ile bir yıl süren bir resesyon yaşadı.

Resesyon ekonomik krizin en ağır şeklidir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, küresel kriz olan 2009 yılında ortalama yüzde 2.10 büyürken, Türkiye yüzde 5.5 küçüldü.
2005 baz yılına göre TÜİK’in açıkladığı sanayi üretim endeksi, 2009 yılında, Mayısa kadar yüzün altında seyretti. 2009 Mayısında yüzün üstüne çıktı. 2010 Ocak ayında tekrar 99.2’ye geriledi. Yani 2005 seviyesinin altına indi. Zig-zag’lı bir trend gösterdi.

Enflasyon, Şubat 2010 sonunda yeniden çift haneye yükseldi. Şubatta yıllık enflasyon yüzde 10.13 oldu. 2004 Nisan ayında da enflasyon yüzde 10.12 olmuştu. Yani enflasyon 6 yıl önceki seviyesine yükseldi.
Yapısal sorunlardan kaynaklanan çift haneli enflasyonun devam edeceği anlaşılıyor. Yapısal çözümler için hükümetin herhangi bir yaklaşımı yok.

 Dış ticaret ve cari denge, dış ticaret açığı, kriz yılı olmasına rağmen, 2009’da 38.7 milyar dolar oldu. Cari açıkta 13.9 milyar dolar oldu. Ocak 2010 aylık cari açık, 2.9 milyar dolar oldu. Cari açığın 2010 yılında 35 milyar dolar dolayında olacağını tahmin ediyoruz.

 AKP iktidar olduktan sonra, 2002 -2009 yılları arasında, Türkiye toplam 235 milyar dolar Dış ticaret açığı verdi. Aynı yıllarda toplam 170.5 milyar dolar cari açık verdi.
Öte yandan, yine 2002-2009 arasında AKP’nin sattığı altyapı yatırımları, satılan bankaların kârı ile kısa vadeli sermayenin dışarıya çıkardığı kâr toplamı 33.8 milyar dolar oldu.
2010 yılında cari açık ve dış borç servisi için Türkiye’nin 70 milyar dolar finansman ihtiyacı var. Ayrıca yaklaşık 25 milyar dolarlık kısa vadeli kredi borcunun da bu yıl içinde çevrilmesi gerekiyor.

Merkezi yönetim bütçe dengesi, 2009 yılında 52.2 milyar lira açık verdi. 2010 yılında da 50 milyar lira açık hedefi var. IMF olayından sonra, başbakanın seçim ekonomisi uygulayacağı anlaşıldı. Bu nedenle 2010 bütçe açığının 65- 70 milyar lira olacağını tahmin ediyorum.

Merkezi devlet borç stoku, 2009 Ocak ayında 391.1 milyar lira iken, 2010 Ocak ayında 447.8 milyar liraya çıktı. Bir yılda 56.7 milyar lira arttı.
İşsizlik, TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre 2009’da işsiz sayısı 3 milyon 471 bin, işsizlik oranı yüzde 14 oldu. İş aramayan işsiz sayısı 2 milyon 061 bin kişiyi de katarsak, fiili işsiz sayısı 5 milyon 532 bin, işsizlik oranı yüzde 20’dir.
Gelir dağılımı için birkaç gösterge vermek istiyorum… 
TÜİK, 4 kişilik bir ailenin 2009 yılı için yoksulluk sınırını 820 lira olarak açıkladı. Hükümet 2010 iki çocuklu, bir çalışanın asgari ücretini 605 lira olarak ilan etti.

Memura 2010 ortalaması olarak, yüzde 3.78 zam yapıldı. 2010 ilk iki ayında enflasyon oranı yüzde 3.20 oldu.
Özetin özetini IMF verdi… IMF Türkiye’nin esnek kredi sistemini kabul etmedi. IMF başkanı Türkiye ile stand- by yapılmayacağını açıkladı.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir