Tarım sektörü 25 milyon nüfus barındırıyor. Buna karşılık Milli gelirden yüzde 10 pay alıyor.
1999 sonunda IMF ile yapılan stand- by düzenlemesinde , tarıma yapılan desteklerin yarı -yarıya düşürülmesi , tarımsal kredilere verilen sübvansiyonların kaldırılması ve çalışanların reel ücretlerinin kısılması yer alıyordu.
Geçen zaman içinde aynen de öyle oldu.. Üstelik AKP iktidarında tarım sektörü ve tarım nüfusu daha da zora girdi.. Hem AKP hükümeti , tarıma bazı destekler adı altında yalnızca belirli kesimlere imkan sağladı. Hem de Başbakan üreticiyle kavga yaptı.
Ziraat odaları Başkanı Şemsi Bayraktar , ‘’ Şimdi çiftçiye müjde olarak açıklanan şekerpancarı fiyatlarının 2004 yılındaki fiyatın yüzde 4 altında olduğunu , üstelik bu dönem içinde girdi maliyetlerinin de arttığını ‘’ açıkladı.
Geçmiş yıllarda zaman zaman yazdım… Bazı yıllar çiftçinin eline geçen fiyatlarda enflasyonun altında kaldı… Bu demektir ki Çiftçinin satın alma gücü düştü.
ARACILAR KAZANIYOR..
Aslında , tarım ürünlerinde aracıların kazancı daha yüksektir.
Üreticinin eline daha az para geçiyor… Zira AKP’ nin köylüye verdiği fiyatlar düşük kaldı. Tüccar da Tarlada veya ağaçta alivre satış yoluyla tarım ürünlerini satın aldığı için , yine üreticinin eline daha az para geçiyor. Buna karşılık
Aracılar stok yaparak , aralarında anlaşıp oligopol piyasa oluşturarak daha çok kazanıyorlar.
Aracılar , üretici ile tüketici arasındaki irtibat noktalarıdır.. Piyasa ekonomisinde aracının da kazanması gerekiyor. Ancak bu kazancın spekülatif olması halinde , hem üretici hem de tüketici bundan zarar görüyor.
TARIMDA NE YAPMAK GEREKİYOR
Her şeyden önce tarımda yeniden yapılanma gerekiyor. Bunun için ,
- Halkı topraklandırmak gerekir. Milli Emlak ve TİGEM’in atıl duran toprakları ve tarımda kullanılmak şartıyla 2/B alanlarını uzun vadeli krediyle topraksız köylüye veya toprağı az olanlara dağıtmak gerekir. Bu yolla şehre göçte yavaşlayacaktır.
- Sulama altyapısını artırmak gerekir.
- Sektörü organik tarıma , ekolojik tarıma yönlendirip rekabet gücü kazandırmak gerekir.
- Dağınık arazileri toplulaştırıp , makinalı tarıma daha uygun ve daha verimli yapmak mümkündür. . Bu konuda yeni bir kooperatifleşme şekli geliştirilmelidir.
- Örtülü Tarım ( seracılık ) yaygınlaştırılmaldır.
- Tarım sigortasını yaygınlaştırmak ve Üreticiye sigorta desteğini artırmak gerekir.
- Ürün borsalarını yaygınlaştırmak ve çalışmasını teşvik etmek gerekir.
TARIM DESTEKLERİNİ ARTIRMALIYIZ
Dünyada gıda da Türkiye kendi kendine yeten sınırlı sayıda ülkelerden birisiydi.. Bu gün ise gıda ithal eder duruma düştük.
Tarımda üretimi ve verimi ve yine halkın gerileyen satın alma gücünü artırmak için tarıma verilen destekleri artırmak zorundayız.Bu anlamda …
- Taban fiyatlarında enflasyon kayıplarını telafi edecek yeni bir fiyat politikası belirlemek gerekir.
- Tarım kredilerinin tümü için , kredi faizlerinin bir kısmını devlet ödemelidir.
- Tarım girdilerini ucuzlatmak gerekir.. Mazottan alınan ÖTV’ kaldırılmalıdır. Çiftçinin kullandığı Elektrikte KDV oranını yüzde 1’ indirilmelidir.
- Çiftçilerin TEDAŞ’ a , Ziraat Bankası ve Tarım – Kredi kooperatiflerine olan borçlarını ödeyebilecekleri şekilde yeniden yapılandırmak gerekir.
TARIMDA ÖZELLEŞTİRME SINIRI
AB ve diğer sanayileşmiş ülkelerde, devlet teşvikleri azaltıldığı halde , tarıma destekler devam ediyor. Bizde de Devlet elinin tarım sektörü üstünde olması gerekiyor.
Bu çevrede ,
- Ziraat Bankasını özelleştirmek yanlıştır. Ziraat bankası , tarım ve hayvancılık sektöründe zaten uzman bir bankadır. Özelleşmesi yanlıştır.
- Tarıma dönük üretim yapan , Şeker , et ve balık kurumu gibi işletmelerin , karlılık durumu değil , köylüye ve halka olan yararı ön planda tutulmalıdır.
- Tarım kooperatifleri ve birliklerine desteği artırmak lazımdır.