Türkiye’nin siyasi sosyal ve ekonomik gerçekleri ile , yaratılan gündemin genel olarak birbiriyle ilgisi olmuyor. Bir görünmez el sanki halkın gerçekleri görmesini engellemek için suni gündemler yaratıyor.
Söz gelimi , Dünya Türkiye’ nin otokratikleşmeye gittiğini konuşurken , bizde bazı siyasiler ve köşe yazarları demokrasi kılıfına kullanarak toplumun milli değerlerini tartışmaya açıyorlar. Bu gün demokrasiyi tartışmamız gerekirken , Dersim’i bahane ederek , 77 yıl öncesinin demokrasisini gündemde tutuyorlar.
ABD’ Türkiye Büyük Elçisi John Bass’a , Senato da Senatör John McCai, Türkiye de yaşananların otokrasiye kayma olup olmadığın soruyor , Büyük elçide ‘’bu doğrultuda bir kayma var ‘’ diyor.
Freedom house (Ögürlükler Evi ) politik haklar ve sivil özgürlükler konusunda her yıl bütün ülkelerde anket yapıyor ve sonuçları,’’ özgür ülkeler , kısmen özgür ülkeler ve özgür olmayan ülkeler ‘’kategorilerine ayırıyor.
Bu örgütün yaptığı en son endekste , Türkiye İnsani gelişme sırlamasında Dünyada 90 sırada yer alıyor. Politik haklar ve sivil özgürlükler konusunda ise’’ kısmen Özgür ‘’ statüsünde yer alıyor.
Yine aynı örgüt ,Basın özgürlüğü konusunda 2013 yılına kadar “kısmen özgür” olarak tarif ettiği Türkiye’yi ilk kez bu sene “özgür olmayan ülkeler” kategorisine aldı. Türkiye 197 ülke arasında 134’üncü sıraya düştü.
Ayrıca Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü raporuna göre de , Türkiye bu yıl 175 ülke arasında 20 basamak gerileyerek 122. sırada yer aldı.
‘’ Türkiye Otokrasiye kayıyor ‘’ tespitleri varken , ikinci Dünya Savaşı öncesinde ülke bütünlüğünü korumak için Dersim isyanının bastırılması özellikle neden gündemde tutuluyor ? Ermeniler Türkiye’ yi zor durumda bırakmak için yüz yıl hazırlığı yaparken , bazıları neden bu tezgahı destekler gibi , soykırım var diyor ve Ermenilerden özür diliyorlar ?
Demokrasi gündemini değiştirmek isteyenler , bunda da başarılı oldu. Sözgelimi , CHP’ birbirine düştü. 1946 ‘da demokrasiyi getiren bir partinin bu gün otokratikleşme tespitini tartışması gerekirken Dersimi tartışması , provokatörlerin başarısını gösteriyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ‘’Dersim tartışmasıyla Davutoğlu Kaçak Saray’ı kamuoyunun gözünden kaçırmak ve gündemi değiştirmek istiyor. Bu tuzağa ben düşmedim. O bizi bu tuzağa düşürmek ve tartışmayı başka bir alana çekmek istiyordu. ‘’ diyor… Buna karşılık Genel Başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu özellikle gündemi dersime çekiyor ve CHP adına özür dilediğini söylüyor.
10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümünde , dokuzu beş geçe TEM yolunda Tüm trafik durdu. Herkes arabadan indi , saygı duruşunda bulundu. Her yıl yapılan bu saygı duruşu , toplumumuzun bir tutkalı gibidir. Saygı duruşunda Atatürk bir semboldür. Olayın altında ,Halkın Kurtuluş savaşına ve Türkiye’nin bağımsızlığına duyduğu saygı vardır. Atatürk’e saygıyı tartışanlar ve bunu da demokrasi diye yutturmak isteyenler , gerçek demokrasi gündemini değiştirmiş oluyor ve Milli değerlerimize zarar veriyorlar.
Deniz Baykal CHP genel başkanı olarak , Atatürk’e ,Laikliğe ve Ülkenin bölünmez bütünlüğüne önem verdi ve savundu. Baykal’ın bu tutumu kendisine aynı görünmez eller tarafından komplo yapılmasının da temel nedeni oldu. Aynı görünme z el veya eller, şimdi Demokrasinin sınırlarını Toplumsal değerlerin zedelenmesi noktasına taşımak istiyorlar. Zira Milli değerleri tahrip olan milletler , ekonomik anlamda da daha kolay sömürülür. Siyasi anlamda planlanan çizgiye daha kolay girerler.