Seçim Sonrası Ekonomi

Toplumda seçim sonrası merak edilen ve tartışılan iki konu var;

  • Millet ittifakının ilan ettiği ekonomi kadrosu, ekonomide istikrar sağlayabilir mi?
  • Dolar kuru artar mı?

İlan edilen Kadroda akademisyen, bürokrat, reel sektörde ve finans sektöründe çalışmış olanlar ile Belediye Başkanlığı yapmış olanlar var. Hepsi de kendi alanında başarılı olmuştur. Teori ve uygulamanın birlikte olması, Türkiye şartlarını bilmeleri, kadronun başarı şansını artıracaktır.

Buna rağmen, kişilerden ve kadrolardan medet ummak doğru değildir. Önemli olan kadro değil, uygulanacak politikalardır. Ekonomi yönetimidir.  Millet ittifakı planlama yapacağını açıkladı. Planlamada tüm devlet ve özel sektör bu kadroya dahildir.

Özetle; kadroları değil, ekonomi politikaları ve ekonomi yönetimini konuşmak gerekir. 

Kur korumalı mevduatta kur artsa da mevduat sahibi yatırdığı dövizi geri alıyor ve ayrıca bankalar türev araçlarında değerlendirerek dolar bazında yüzde 15 yüzde 18 faiz veriyorlar. Yani hesabını üç ayda bir çekmeyip yenileyen birisi 100 bin dolar için bir yıl sonra 18 bin dolar da ilave gelir alıyor. Bunun içindir ki kur korumalı mevduat bu kadar arttı. Ne var ki bu yolla hükümetin günü kurtarmak politikasının millete maliyeti yüksektir. Hem bütçeden dolar sahiplerine halkın vergileri aktarılıyor, hem de Merkez Bankası daha fazla döviz ödüyor.

Bu haliyle eğer cumhur ittifakı kazanırsa, bu sürecin sürdürülme imkanı yoktur. Zira AKP iktidarı kur koruma ile ya da üç-beş milyar dolar swap yaparak, artan döviz ihtiyacını karşılayamaz. Yeni bir kur şoku, döviz yokluğundan ortaya çıkar.

Dahası Türkiye için raiting ve güven de dip yaptı. Bu nedenle yabancı yatırım sermayesi de gelmiyor. Yerli sermaye de çıkıyor. Portföy yatırımları da çıkıyor. 2022 yılında 48,8 milyar dolar olan cari açıkta 2023 yılında 55 milyar dolara çıkacaktır. Bir yıl içinde ödenmesi veya çevrilmesi gereken 200 milyar kadar dış borç var. CDS oranı olarak Türkiye Rusya ve Mısır

‘dan sonra dünyanın üçüncü riskli ülkesidir.

Özetle; Nerden bakarsak bakalım, Cumhur ittifakı kazanırsa yeniden istikrar sağlayamaz. Kuru tutamaz. Eğer dış borçlarda temerrüt olursa kur elli liraya çıkar. Doları olanlar da sıkıntı yaşar, çünkü ekonomik kriz derinleşir.

2001 krizi sonrasında, AKP’nin iktidar olması ve aynı yıl İMF’ ile yapılan standa by düzenlemesi yapılmış olması, yabancı sermaye için yeniden güven getirmişti. Bol yabancı yatırım sermayesi geldi ve fakat AKP bunu kullanamadı. Bugün de aynı fırsat Millet ittifakı için var.

Programından anlaşıldığı üzere ve istikrara dönüşün gereği olarak millet ittifakı;

  • 3 yıllık istikrar programı yapacaktır. (Aman bu programın adına güçlü falan demeyin; çünkü bu gibi slogana dayanan isimler zayıflığın bir göstergesidir.)
  • Orta ve uzun dönemli planlama yapacaktır.

Millet ittifakının 3 yıllık istikrar programı içinde, ilk üç ayda alabileceği önlemler şunlardır;

1- Yeni hükümetin İMF ‘den kredi alması, aynı zamanda Türkiye‘ye yabancı yatırım sermayesi gelmesi için de bir çıpa olacaktır. İMF’ nin Genişletilmiş Kredi  (Extended Credit Facility – ECF), Standby Kredi (Standby Credit Facility – SCF) ve Acil Kredi  (Rapid Credit Facility – RCF)  gibi kredi türleri var. Acil krediye gerek yoktur. Ancak hangi tür kredi alacağına hükümet karar verecektir.

2- Millet ittifakı ile AB ile bir yakınlaşma olacak. AB’ ile yakınlaşma da yabancı sermaye yatırımları için bir çıpa olacaktır. Yabancı yatırım sermayesi yeniden girmeye başlayacaktır.

3- Türkiye Rusya ve Çine karşı uluslararası mevzuata uygun kota ve vergi uygularsa, Türkiye’nin cari açığı kalmaz. 2022 yılında bu iki ülkeye 86 miyar dolar dış ticaret açığı verdik.

4- Merkez Bankasının yeniden bağımsız olması, bütün dünyada olduğu gibi reel faize geçilmesi, güven yaratacak, yabancı yatırım sermayesini çekecek, TL değer kazanacaktır. Enflasyon düştükçe MB gösterge faizini de paralel olarak düşürebilir.

5- Reel faiz uygulaması dolarizasyonu ve kur korumalı mevduatı da düşürecektir.

6- Nisan ayı itibariyle Merkez Bankası 2003 ve TÜFE bazlı reel kur endeksi 58,94’tür. Yani TL’ döviz sepetine karşı halen yüzde 41 oranında daha düşük değerdedir.  Döviz girişi TL’nin daha fazla değer kaybetmesini önler, TL değer kazanır.

Özetle Millet ittifakı gelirse, güven gelir ve döviz kuru istikrar kazanır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir