Eylül ayının başında Karslı bir genç, şişlide bir hastanede tedavi görüyordu. İlik nakli yapılması gerektiğini söylemişler. İlik bulunmuş. Nakil için İstanbul üniversitesi tıp fakültesi veya cerrahpaşa tıp fakültresinde yapıldığını bu nedenle benim yardımcı olmamı istediler.
Her iki hastanede de nakil yapacak iyi yetişmiş ve uzman insanlar var. Hasta ile de çok ilgilendiler. Ancak , ilik nakli yapılacak bölümde ne personel yok. Hemşire istemişler , sağlık müdürlüğü tersine 4 heşirenin üçünü geri almış. Yeterli ödenek yok . Bu bölümün bu şartlarda Ekimde tamamlanıp , açılabileceğini söylediler. Ancak hasta ekimi beklemedi. Vefat etti.
Bu olaylara bizden çok eli – kolu bağlı tıp mensupları üzülüyor. Zira devlet bu uzmanların işini yapmasına imkan yaratmıyor.
Beş altı ay önce de , yine bir tanıdık benden acil hastası için yardımcı olmamı istedi.. Arkadaşım olan doktora geç ulaştım .. Hastane ilgilendi.. Ancak ameliyatı yapacak cerrah başka bir ameliyattan çıkmadığı için , hastanın ameliyatı bir gün sonraya kaldı.. Ne var ki bu süre içinde hasta ikinci bir beyin kanaması geçirerek öldü.
Devlet hastanelerinde acil ameliyatlar hasta çokluğu nedeniyle fiilen geç yapılıyor.. Özel hastanelere veya Üniversitelere gönderilen hastalardan ise ek para isteniyor.. Üniversite hastanelerinde fakir birisine indirim yaparsanız, bu defa müfettişler üniversite yöneticilerini, döner sermaye gelirlerini düşürdünüz diye mahkemeye veriyor.
POŞET DAĞITMAYA BENZEMİYOR.
Özetle , bu günkü sistemde parası olmayanın ölüm riski çok yüksektir..
Sağlık meselesi , varoşlarda ekmek ve kömür dağıtmak veya fakir- fukara fonu oluşturmak kadar kolay bir iş değildir…
Aslında bu günkü sağlık sistemine , sistemsizlik demek daha uygun olur..
Devlet hastanelerinde , doktor, tıbbi malzeme , araç-gereç ve hemşire eksiği var.. Üniversite hastanelerinde , ödenek yokluğundan bazı işler ve hizmetler vakıflar kanalıyla yapılıyor.. Kaldı ki , hastanesi olan Üniversitelerde bu hastaneler ödenekleri yutuyor.. Sosyal ve fen dallarında eğitim ve araştırma yapılamıyor..
Üniversiteler sağlık hizmeti veren kurumlar olmaktan çıkarılmalı.. Üniversite bünyesinde yalnızca eğitim ve araştırma hastaneleri kalmalıdır.
FAHİŞ FİYATLAR
Özel hastanelerde ise hizmet ve fiyat anarşisi var.. Bazı Özel hastaneler neredeyse siyasi yaklaşıma göre yapılaşmış … Toplumda kamplaşmaya neden oluyor.
Bir arkadaşıma göz muayenesi için gitmiştim.. Özel hastanelerden konuşuyorduk.. Bana bir göz uzmanı arkadaşım , ‘’eğer bir özel hastaneye gitmiş olsaydın ,senden bu muayene için hastanenin bir başından girip diğer başına kadar gerekli – gereksiz tüm tahliller istenirdi.. ‘’ dedi.
Doğrusu , devletin sağlık hizmetlerini , sosyal güvenlik hizmetlerinden ve eğitim ve araştırma hizmetlerinden ayırması ve özel hastaneleri de kapsayacak şekilde tek çatı altında toplamasıdır.
SAĞLIĞI DEVLET YAPSIN
Aslında , fert başına gelirin bu kadar düşük olduğu , gelir dağılımının bu kadar adaletsiz olduğu , işsizliğin ve fakirliğin yüksek olduğu bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde , gelişme sürecinde sağlık hizmetlerinin devlet tarafından yapılması daha doğrudur.. Çünkü özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinin ve tüm sağlık hizmetlerinin iyi yapılması hem kişilere hem de topluma yarar sağlar..
Ne var ki , bizde bu günkü durumda özel hastanelerin kamulaştırılması fiilen mümkün görünmüyor.. Nedenleri , bu günkü iktidarın sağlık hizmetlerini özelleştirmek istemesi, AB ve IMF gibi kurumların baskısıdır.
Bu aşamada , eğer devlet sağlık hizmetlerini planlı bir şekilde ve tek merkezden, genel sağlık sistemi içinde vermek istiyorsa, özel hastaneleri kiralayabilir.. Yani özel hastanelere hasta gönderip , sağlık hizmetini satın almak yerine , bu hastaneleri araç ve gereçleriyle kiralayarak , hizmeti kendisi verebilir.
Sağlık ve eğitim bir toplumun geleceğidir.. Bu hizmetler Yarı kamusal hizmetlerdir.. Önce bu geleceği para kazanmanın bir aracı halinden çıkarmak gerekir.. Sonra daha ulusalcı ekonomik politikalar uygulayarak , dış borç faizi ve cari açıklar nedeniyle dışarıya giden kaynaklarımızı sağlık ve eğitime kaydırmamız gerekir.