Nisan ayı enflasyon oranları açıklandı. Yıllık enflasyon (Tüketici fiyatları endeksindeki artış ) TÜFE’ yüzde 11.87 ve (Yurt içi Üretici Fiyatları endeksinde artış ) Yİ- ÜFE, yüzde 16.37 oldu. Bu oranlar Nisan ayında görünen en yüksek oranlardır. OECD ve Dünya ortalamalarının çok üstündedir.
Medya ordusu Nisan enflasyonunu yine Domatesin artışına bağlar. Çünkü Nisan ayında aylık yüzde 61 oranıyla en fazla domates fiyatları artmış. Domates fiyat artışının psikolojik etkisi olabilir ve fakat aynı hızla düştüğünde enflasyon düşmüyor. Enflasyonu gıda fiyatlarına, Domates veya soğan fiyatlarına bağladığımız müddetçe enflasyon sorununu çözemeyiz. Zira hem domatesin genel fiyat düzeyinin artışına etkisi yok denecek kadar azdır hem de fiyatların bir artış sürecine girmesi demektir. Arz talep dengesinin, üretim-tüketim dengesinin bozulması, ekonomide risklerin artması, rekabet ortamının engellenmesi, verimliliğin düşmesi gibi nedenlerle ortaya çıkar ve devam eder.
Enflasyon istikrarsızlığın bir göstergesidir. İstikrarlı bir ekonomide herhangi bir nedenle, söz gelimi reel ücretlerin artması veya kur artışı sonucu ithal malları fiyatlarının artması ile üretim maliyetleri artabilir. Eğer talep yapısı uygun ise maliyet artışı bir defaya mahsus fiyatlar genel düzeyini de artırır. Ancak bizim gibi istikrarsız ekonomilerde yapısal sorunlar, söz gelimi piyasada oligopol yapılar olduğu için, bu tür maliyet artışları fiyat artışının sürekli olmasına yol açıyor, yani enflasyona dönüşüyor. Yine piyasada rekabet şartları çalışmadığı için, spekülatörler olduğu için, üreticinin 50 kuruşa sattığı domatesi biz 500 kuruşa yiyoruz.
Nisan ayında Çekirdek enflasyonda geçen sene nisan ayına göre artmış. Geçen sene 9.41 iken bu sene 9.68 olmuş. Çekirdek enflasyon, enflasyon trendini gösterir. Demek ki trend artış yönündedir.
Yİ-ÜFE yıllık olarak yüzde 16.37 ve imalat sanayiinde ise 17.35 olmuştur.
Maliyet artışı kapasite kullanım oranının düşük olması ( ortalama yüzde 75-yüzde 75 ) ile kur artışı, verimlilikte düşme ile izah edilebilir.
Yüksek Kurlar Yİ-ÜFE ‘yi yani üretim maliyetlerini artırmıştır. Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre Mart ayında, reel kur endeks değeri 89.41’dir. Yani Mart ayında TL yüzde 10 kadar düşüktür. Mart ayında dolar kuru 1.65 dolayındadır. Kurun Dengede olması için Mart ayında Dolar kurunun 3.30 dolayında olması gerekir. Şimdi kurların düşmesi ile Nisan enflasyonu da dikkate alarak TL’ye çok fazla değer kazandırmamıştır.
Sonuç olarak, yüksek kur İthal aramalı ve hammadde fiyatlarının artmasına neden oluyor. Üretim maliyetleri artıyor. Durgunluk olmasına rağmen, talep artışı yetersiz olmasına rağmen, üretim maliyetleri piyasa fiyatlarına ve sonuçta TÜFE’ ye yansıtılabiliyor. Çünkü piyasada oligopol yapı var, kartelleşme var.