İstikrar Yolu Çözümsüz Değil

Basında esprili haber ve yorum , haberin okunması için bir  teşvik unsurudur. Ama ekonomi için durum daha farklıdır. Çünkü ekonomik yorumlardan herkes kendi durumunu tahlil eder ve pozisyon alır. Bu nedenle ;

Ekonomik yorumlara fazla espri katarsanız , yozlaşır ve asıl yorum kaybolur.

Ekonomide ideolojik yorum yaparsanız veya  militanca muhalefet yaparsanız , inandırıcı olamazsınız.

Siyasi iktidarın yanlışlarını da objektif değerlendirmek lazım. Bu yanlışlar olmasaydı bu günleri yaşamazdık. Mesele bundan sonra iktidarı ne yapması gerektiğini anlatmaktır. Anlamazsa zaten sonu olmayan bir yoldayız. O zaman iş halkın siyasi tercihlerine kalıyor.

Faizleri ve etkilerini konuşunca reel faizleri konuşmak gerekir. Eksi reel faiz , ülkelerin  içinde bulunduğu  risk durumuna , ekonomik istikrar durumuna ve istikrara  bağlı olarak farklı etki yapar. Söz gelimi Almanyanın beş yıllık tahvillerinin uluslar arası iflas  risk primi 10 baz puandır. (0,1 yüzdelik puan ) . Almanyada reel faiz eksi de olsa , riski olmadığı için yabancı sermaye yatırım yapar. Brezilyada CDS oranı 146 puandır. Brezilya da eksi  reel faiz var. Ama istikrarsızlık ta yüksek boyuttadır. Türkiye’nin CDS oranı yüzde 550 idi. Gösterge faizi yüzde 15’e çıkınca 350 baz puana geriledi. Şimdi de 331 puana geriledi. Demekki Türkiye de reel faiz oranı en az 3 yüzdelik puan olmalıdır. Merkez Bankası da bunu yaptı.

Türkiye de reel faiz vermezseniz , yeni kur şokları yaşayabiliriz. Elde TL olsa da, ithalatın finansmanı ve dolayısıyla cari açık , dış borç  faiz ve anapara ödemesi için dövize ihtiyaç var.  MB döviz rezervleri eksidedir.   Ayrıca MB kendisinin ve Kamu bankalarının kurları tutmak için  döviz satmayacağı acıkandı. Dahası kur artışları Türkiyenin CDS oranlarını da artırıyor ve dış borçların çevrilmesi zoar giriyor. Kur artışını önlemek  için MB’nın  elinde üç araç var… Birisi reel faiz vermek… İkincisi sıkı para politkası … Üçüncüsü TL mevduat karşılıklarını düşük , döviz mavduat karşılıklarını yüksek tutmak.

Döviz mevduatı zorunlu karşılık oranları yüksek ,yüzde 13 ile yüzde 21 arasında değişiyor. TL zorunlu karşılık oranı ise düşük ,bir yıla kadar en fazla yüzde 6 , bir yıldan sonra yüzde 1’dir. Karşılık oranı yüksek olduğu için bankalar döviz mevduatına çok düşük faiz veriyorlar. Buna rağmen , TL ye güven olmadığı için döviz mevduatı artıyor.

Sıkı para politikası zaten uygulanıyor. Krediler zorlaştırıldı. Ama pandemi nedeniyle bütçe harcamalarının kısılması çok mümkün görünmüyor . MB TL’de  sıkılaştırma yapsa da , bütçe harcamaları ile piyasaya para çıkar.

Bu nedenlerle Türkiyenin kısa dönemde dövize ihtiyacı var… Reel faiz vermeden yabancı sermaye girmez. Dolara ve altına talep azalmaz.

Reel faiz ve kur artışlarının ekonomik etkilerine gelince  ; Reel faiz üretim maliyetlerini ve yatırım maliyetlerini artırır ve enflasyona yansır. Ama her zaman değil.. Tersi de olabilir. Reel faiz harcamaların maliyetini artırıyor. Harcama yapan aynı zamanda faiz kazancından oluyor. Bu nedenle reel faiz harcamaların ve talebin kısılmasına neden olur ve enflasyonu frenler.

Buna karşılık Kur artışları enflasyona daha çok yansıyor. Üretimde ithal girdi oranı yüksek olduğu için  kur artışı hemen maliyet artışına ve TÜFE ‘ye yansıyor. Kur şokunda ve iki ay önce Doların 8 lirayı geçtiğinde bunu yaşadık. İlave olarak kur artışı , dış borç riskini artırıyor. İthal girdi finansmanını zora sokuyor ve üretim ve kapasite kullanım oranı düşüyor. Kısaca kur artışının bozucu etkileri daha yüksektir.

Reel faiz günü kurtarmak için gereklidir. Ama istikrarı kurtarmaz. İstikrar için yapılması gerekenler özetle ;

Orta dönemde , dalgalı kur politikasını değiştirmek, yarı sabit kur politikasına geçmek. MB kanununu değiştirmek , MB’ nın siyasi irade dışında tutulmasını teminat altına almak , MB ‘nın TL yanında kuru da gözetmesini sağlamak.

Orta ve uzun dönemde, Hukuk ve demokrasiyi yeniden tesis etmek.Planlama yaparak ; Devleti kurumsal  ve şeffaf devlet yapmak, , Üretimde ithal girdi oranını yüzde 10 seviyesine indirmek , piyasada oligopol yapıları , kartelleşmeyi kırmak , Devlet piyasa optimal dengesini sağlamak ve benzer yapısal sorunları çözmek gerekir.

Bunlar zor değil, siyasi iktidarların niyetine bağlıdır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir