Dünkü haberler arasında, ‘’Milli Eğitim Bakanlığı, şehir içindeki okulları satacak’’ şeklinde bir haber vardı. Gerekçe olarak da, şehir merkezlerinde yer alan okulların trafik sıkışıklığına neden olması gösteriliyordu.
Gerçekte ise, AKP hükümetinin tek derdi paradır… Bu okulları da paraya çevirmek istiyor.
AKP Hükümeti, tüm kamu altyapı yatırımlarını özelleştirdi. Şimdi eğitim ve sağlığı da özelleştirmek istiyor.
Oysaki bu küresel kriz nedeniyle bütün dünya, küresel serbestlikte olduğu gibi, özelleştirmede de önemli yanlışlar yapıldığını tartışıyor.
1985 yıllından sonra başlayan dünya özelleştirme rüzgarı, devleti zayıflattı. Devletin elindeki, altyapının özelleştirilmesi, doğal tekellerin özelleştirilmesi, devlet-piyasa dengesini iyice bozdu. Yalnızca sahibi belli olmayan spekülatif fonlara çalışan Küreselleşme süreci de, işin tuzu biberi oldu. Devlet kontrolü kalktı. Başıbozuk piyasa düzeni ortaya çıktı.
O kadar ki, sonunda iş yine devlete düştü… ABD ve İngiltere eğer bankalar devletleştirilmemiş olsaydı, bu dünya krizi aşılamayacak bir kriz olurdu.
Türkiye de, AKP Hükümeti, tüm altyapıyı sattı. Hem de Blok satış yoluyla ve önemli bir kısmını da yabancılara sattı. Şimdi bu satılan altyapı yatırımlarının ve bankaların sağlamış oldukları karlar, yurt dışına gidiyor.
Örneğin, Telekom’ un 2008 karı 1 milyar 750 milyon liradır. Bu kar yurt dışına transfer edilecektir. AKP iktidarı bu yolla sattıkları varlıklar, en fazla üç- beş yılda getirdikleri dövizden daha fazlasını geri götürmektedirler.
Ekonomik kriz nedeniyle Hükümet elde kalan devlet yatırımlarını ve işletmelerini satamıyor. Kriz nedeniyle sermaye hareketleri durdu. Gelişmekte olan ülkelere verilen kredi miktarı, 900 milyar dolardan 140 milyar dolara indi. Hükümetin elinde şimdi devlet okulları kaldı. Okulları sattıktan sonra da hastaneleri satacak.
Hastanelerin satılması, hastane birlikleri yasa tasarısında var. Her ilde kurulacak bir veya birden fazla hastane birlikleri, gerek gördükleri takdirde, bir veya bir kısım hastanenin bir veya bir kısım arsa ve binasını veya hastanenin bir ünitesini satabilecekler.
Eğitim ve sağlık bir milletin geleceğidir. AKP şimdi okulları satmakla, ülkenin milli değerlerini tahrip ediyor.
Satmayı düşündükleri okullar arasında, Fenerbahçe Lisesi, Kabataş lisesi, Kandilli kız lisesi, Çamlıca kız lisesi, Pertevniyel Lisesi gibi geçmişte ülke kültürüne damgasını vurmuş olan liseler var.
Lise eğitimi, mezunuyla, yerleşmiş eğitim ve kültür geleneği ile bir bütündür. Binası da bu geleneğin bir parçasıdır.
Öte yandan, eğitim hizmetinin faydası, lisenin satış değerinden farklı bir kavramdır. Eğitimin okuyana faydası var. Hayat boyu gelir faydası var. Ancak aynı zamanda eğitilmiş işgücü bir ülkede verimlilik artışı yaratır. Sosyal ilişkilerin daha iyi olmasına yararlı olur. Toplumun refah düzeyinin artışına katkı yapar.
Özetle eğitim yapan hem kendine yarar sağlar, hem de topluma yarar sağlar.
Hiçbir lisenin satış fiyatı, toplumsal fayda ile mukayese edilmez.
Kaldı ki, merkezdeki liseleri satıp şehrin dışına taşımak, trafiği daha fazla etkiler. Bu defa herkes yürümek yerine zorunlu olarak taşıta binecektir.
Okulları ve hastaneleri satan bir iktidar ya ne yaptığını bilmiyor… Veya toplumun geleceğini farklı yönlendirmek istiyor.