Dış Soygunun Ortağı Kim?

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Mart ayında ihracatın 23,6 milyar dolara çıktığını belirterek, “Bu rakam tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır.” dedi. Ama  bu sene ilk üç aylık dış ticaret açığının da tüm zamanların en yüksek açığı olduğunu söylemedi.

Bir hükümetin  dış ticaret açıklarına çözüm getirmek yerine algı yaratması, gerçekleri halktan gizlemeye çalışması demektir.

Dış ticaret açıkları, başkanlık sisteminden sonra arttı. Dış ticaret açıkları ve cari açık, bir ülkenin ekonomik ilişkiler nedeni ile kaynak kaybetmesi demektir. Sonucu ekonomik istikrarın bozulması , ülkenin yoksullaşması demektir. Bu gün yaşamakta olduğumuz ekonomik sorunların temelinde dış açıklar var.

Türkiye neden dış açık veriyor? İki nedeni var;

  • Birisi üretimin ithalata bağımlı üretim yapısı;
  • İkincisi ve daha önemlisi, Rusya ve Çin ithalat kartelidir. 

Üretimi ithal girdi bağımlılığından kurtarmak için, ithal girdinin yoğun olduğu sektörlerde, ithal ikamesi politikası uygulamak gerekir. Bu girdileri içerde üretecek olanlara yüksek teşvik vermek gerekir. Ayrıca geçici de olsa, devletin yatırım yapması gerekir.

Bu günkü iktidar; üretimi ithal girdi bağımlılığından kurtarmak gibi bir niyet açıklamadı.

Dış ticaretimizde Rusya ve Çin ithalat karteli daha önemlidir.

Ticaret bakanlığının verilerine göre Mart ayında, en fazla ithalat yaptığımız ilk beş ülke içinde Rusya ve Çin ilk sırayı alıyor. Ama en fazla ihracat yaptığımız ülkeler içinde yer almıyor. İhracatta ilk sırayı Almanya ve ABD alıyor.

Tüm ülkeler itibari ile dış ticaret verilerini TÜİK açıklıyor. Henüz Mart ayı verilerini açıklamadı. Ancak 2022 ve 2023 ilk iki aylık verilerinden Rusya ve Çin’le olan dış ticaret ilişkilerimizi görebiliriz.

2022 yılında dış ticarette;

  • AB’ ye 9,8 milyar dolar ve ABD’ ye 1,7 dolar dış ticaret fazla verdik.
  • Çine 38 milyar dolar, Rusya ya 49,5 milyar dolar, bu iki ülkeye karşı toplam 87,5 milyar dolar açık verdik.
  • Rusya ve Çin’e olan dış ticaret açığımız, toplam dış ticaret açığının yüzde 80’ini oluşturdu.
  • Batı sömürüsünü takıntı haline getirenler, Rusya ve Çin gerçeğini neden görmüyorlar?

Rusya ve Çin’den ithalatımızı yarı yarıya azaltabiliriz.

Rusya’dan ithalatımızın yüzde 37’si gizli veri olarak geçiyor. Gizli ver Petrol ve doğalgazdır.  Medyada Türkiye’nin Rusya’dan pahalı doğalgaz aldığı sık sık yer aldı. Alternatifleri aranabilir veya pazarlık yapılabilir. Bu konuda neden adım atılmıyor?

İkinci sırada, Demir çelik geliyor. Çözüm uzun vadede ancak olabilir.

Üçüncü sırada, tahıl, hayvansal ve bitkisel yağlar geliyor. Rusya’ya verdiğimiz parayı çiftçiye destek olarak versek, ithalata gerek kalmaz. Hükümet neden bu yola baş vurmuyor?

Çine gelince; Çin’den ithalatımızı üçte bire indirebiliriz.

Çin’den ithalatımız içinde önemli yer tutan, her türlü gemi ve tekne ithalatını kesmek için içerde bu sektörü düzene sokmamız gerekiyor. Gemi ve tekne yapımı Türkiye de başı bozuk ve spekülatif bir yapıdadır. Bu sektörde işçilik teklifini bile Euro üstünden veriyorlar. Bu sektör için özel yasa çıkarılırsa ve yeni yatırımlar şartlı desteklenirse, Çin’den ithalatın önü kesilir.

Çin’den ithal ettiğimiz Mobilya, tekstil, deri-kösele, plastik eşya ve oyuncak ve bisiklet ithalatını tamamıyla durdursak bile, arz-talep dengesi ve piyasa düzeni bozulmaz.

Eğer Rusya ve Çin’den ithalatı yarı yarıya düşürürsek, Türkiye’nin cari açığı sıfır oluyor.

Muhalefet bu işin üstüne neden gitmiyor?

Bu kadar soygun ortaksız olmaz. Ortak kim araştırılmalıdır.

Düyunu Umumiye’ de batı ülkeleri Osmanlıdan dış borç alacaklarını alıyordu. Bugün o gün ise Rusya ve Çin ve içerde ortakları her kimse, ülkeyi soydular.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir