CARİ AÇIKTA DÜNYA İKİNCİSİ OLDUK…

2010 yılında,  dış işlemler cari açığı 46 milyar doları geçti. Cari açığın Gayri Safi Milli Hasıla’ ya oranı yüzde 6,5 oldu.

 

IMF’ ye göre 2010 yılında dünyada 183 ülkeden 130’u cari işlemler açığı verdi. IMF Türkiye’nin 9. sırada yer alacağını tahmin ediyordu. Oysa Türkiye 46.5 milyar dolarla dünyada en fazla cari cari açık veren ülkeler içinde 5.sırada yer aldı.

 

 

————————————————————————————————

2010 YILINDA DÜNYADA EN FAZLA CARİ AÇIK VEREN 10 ÜLKE. 

 

ÜLKE ADI            CARİ AÇIK                       CARİ  AÇIĞIN

                          (MİLYAR DOLAR)         GSYH’ YA ORANI

——————–      —————————       —————————

ABD ……………….466.5                                  3.3

İSPANYA …… …….71.9                                  4.5

İTALYA  ……………58.5                                  2.5

BREZİLYA …………50.3                                  3.1

İNGİLTERE . …… …50.3                                  1.9

TÜRKİYE … ……… 46.5                                  6.5

FRANSA …. …… …45.7                                  1.6

KANADA   ………… 44.2                                  2.9

HİNDİSTAN …… … 44.1                                  3.5

YUNANİSTAN …….33.1                                   8.2

————————————————————————————————-

 

1) Cari açığın gerçek yükünü ölçmek için, GSYH’ ya oranlamak gerekir. Eğer oranlarsak dünyada cari açık şampiyonu Yunanistan, ikinci sırada Türkiye gelir. Yunanistan’da cari açığın GSYH’ ya oranı 8.2, Türkiye de 6.5 oysaki en fazla cari açığı olan ABD’ de yüzde 3.3’tür.

 

IMF dahil, uluslararası birçok kuruluş, birçok iktisatçı, cari açığın Türkiye için en büyük risk olduğunu açıkladı. Merkez Bankası, işi olmadığı halde, para ve faiz politikasını bu yönde düzenlemeye başladı. Başbakanın ve Hükümetin ise gıkı çıkmıyor.

 

2) Cari açığın kendisi kadar önemli bir sorun da finansman sorunudur…

 

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açık uzun vadeli net yatırım sermaye girişi ile kapatılırsa, sorun yaşanamaz.

 

Ülkeye fabrika gibi yatırım ve üretim yapmak için giren sermayeye uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi‘’ deniliyor. Türkiye’de yatırım için giren yabancı sermaye olduğu gibi, Türkiye’den uzun vadeli yatırım yapmak için dışarıya çıkan sermaye de vardır.

 

Örneğin Türkiye’de yerleşikler Romanya, Bulgaristan ve hatta Çin’de fabrika kurmaktadırlar.

 

İşte giren ve çıkan arasındaki fark, uzun vadeli net yabancı yatırım sermayesidir.

 

Ülkeye uzun vadeli yatırım sermayesi girerse hem cari açık kapanır… Hem de giren yabancı sermaye sıfırdan yatırım yapacağı için, üretim artar… Yeni teknoloji gelir verimlilik artar.

 

Maalesef bize gelen yabancı sermaye, yeniden yatırım yapmak için değil, mevcut olan karlı yatırımları satın almak için eğliyor. Cari açığın büyük kısmı sıcak para dediğimiz kısa vadeli sermaye girişi ve Dış Borç’la kapatılıyor.

 

Hazır yatırımları, Banka ve KİT’ leri satın alan yabancı sermaye, kısa sürede getirdiğinden daha fazla götürür.

 

İster özel olsun, ister devlete ait olsun hazır bir yatırımı satın alan yabancı sermayenin cari açığı kapatma etkisi kısa süreli olur. Uzun vadede kar transferi olacağından, bu defa cari açığın artmasına neden olur. Üstelik bu gibi sermayenin geldiği sektörlerde, örneğin iletişim, süper market ve bankacılık sektörlerinde gibi ihracat olanağı da yoktur. Tersine gros market veya iletişim sektörlerinde yabancı sermayenin ithal malı kullanma imkanı daha fazladır.

 

Cari açığın azaltılması için, başta kur politikası olmak üzere, iktisat politikalarını değiştirmek zorundayız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir