BİZ 67 MİLLET DEĞİL, TEK MİLLETİZ

İki farklı kamu oyu yoklaması , iki farklı gazetede bir gün ara ile yayınlandı.

 

Konsensus’un  Habertürk için yaptığı araştırmada , ‘’Bu gün seçim olsa kime oy verirsiniz ? ‘’ sorusuna  cevap verenlerin  yüzde 7’si kararsızım demiş…  Kararsızlar dağıtılırsa  araştırmadan , oyların yüzde 50.2 ‘sinin  AK partiye , yüzde 27.1 ‘inin CHP’ ye ve yüzde 12’sinin ise MHP’ ye  gideceği  sonucu çıkarılmış.

 

 

Sabah  gazetesinde yayınlanan Sonar araştırma şirketinin , yaptığı araştırmada ise , genel seçimlerin bu gün tekrarlanması halinde kime oy verileceği sorulmuş. Bu araştırmadan  ise  Ak partinin yüzde 54.83 , CHP’nin  yüzde 19.52 ve MHP’nin ise yüzde yüzde 16.13  oy alacağı  sonucu çıkmış.

 

İki anket arasında , AKP için 4.63 puan , CHP için 7.58 ve MHP için 4.3 puan fark var. En fazla fark CHP’ de ortaya çıkıyor. Yüzde hesabıyla , Konsensus ‘un habertürk için yaptığı araştıramda CHP’ ye çıkan oylar , Sonar araştırmasından çıkan oylardan  yüzde 38.8 oranında daha yüksektir.

 

Bu tür araştırmalar , seçmenin siyasi tercihlerini etkiler. Medyanın görevi , en doğru araştırmayı yaptırarak , insanlara doğru ve güvenilir bilgi vermektir. Basın yaptırdığı araştırmanın doğruluğunu kontrol etmelidir.

 

Aynı  zamanda  yapılan  bu iki araştırmaya bakanlar , halkın siyasi tercihi hakkında nasıl fikir sahibi olabilecek ? Siyasi partiler , siyasi kadrolar başarılı olup olmadığını nasıl anlayacaklar ?

 

Belli ki ortada bir maniplasyon var… Ancak kimin yaptığını anlayacak imkanımız yoktur. Maniplasyon hem araştırma yapan kuruluşlar için hem de medya için en ağır bir toplum  suçudur.  Çünkü , medya yarı kamusal  bir hizmettir. Maniplasyon varsa  bundan bir kişi değil , tüm toplum zarar görecektir.

 

Maniplasyonu  önlemenin  yolu , kamu oyu araştırmalarının denetimidir. Her şeyden önce , bu işi yapacak  olanların ehliyetinin sorgulanması gerekir. Kamu yararı için  araştırma şirketlerinin  ehliyetli  anketörler ve uzman araştırmacılar  çalıştırması şartı konulmalıdır. Bu şirketler ruhsata bağlanmalıdır.

 

Üniversitelerde  yapılan araştırma ve anketlerde , en fazla yüzde 5 güvenlik aralığı tanınıyor. Daha fazla sapma olursa , anketin veya araştırmanın doğruluğu sorgulanıyor.

 

Öte yandan , araştırma ve yapılan anketler , farklı bir anlam çıkmasını önleyecek açıklıkta ve doğrulukta olmalıdır.  Deneklerin aydınlatılması gerekir.  

 

Söz gelimi yine bir gazete ,  Türkiye’nin etnik köken haritası araştırması yaptırmış. Ancak alınan cevaplarda etnik köken olarak , katılanlardan yüzde bire yakını yörük olduğunu söylemiş. Oysaki yörükler etnik olarak Türktür. Yine , Alevilik  bir inançtır. Ancak etnik köken olarak ankette yer alıyor. Yine Ahıska Türkü diyor… Azeri diyor … Hele hele terekeme diyor. Sanki Ahıska Türkü , Azeriler , terekemler   Türk’ten ayrı bir etnik gurupmuş gibi ele alınıyor.

 

Anketin dip notunda Aleviliği,  bazılarının inatla bir etnik köken olarak gördüğü açıklanıyor. Ben şahsen Aleviliği bir inanç olarak değil de bir etnik  köken olarak görecek alevi tanımıyorum. Aksi halde alevilere  haksızlık etmiş oluruz.  

Ben terekemeyim … Terekeme  de  Türkmen demektir.  Oğuz boyudur. Bilmeyenler , 1681 yılında yayınlanan Ebülgazi  Bahadır  hanın ‘’ Şecer-i terakime  ( Türkmenlerin soy kütüğünü ) okusunlar. Buna rağmen  Terekeme’leri ayrı bir etnik gurup olarak bakanlarda kasıt ararım.

Bu söylediğim  ankette açıkça , Türkiye’deki  Türk’ün sayısı olduğundan daha az gösterilmek isteniyor.  Bunu bu toplum çok iyi anlıyor … Ses çıkarmıyor. Ancak unutmuyor da. Kaldı ki , toplum kendini 67 millet olarak görmüyor…Tek millet olarak görüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir