BÜTÇE AÇIĞI MEMURUN BAŞINDA PATLADI

Mart ayında bütçe açığı  5.5 milyar lira , Ocak- Şubat –Mart , 3 aylık bütçe açığı  ise 6,4 milyar TL oldu.  Bu ilk çeyrekte , bütçe gelirleri yüzde 12.6 oranında artarken , giderler daha yüksek , yüzde 15.1 oranında arttı. 2012 bütçesinde toplam  21.1 milyar lira açık öngörülüyor. Bu şartlarda ilk üç aylık artışın, yıllık hedefin üstünde  gerçekleştiği  anlaşılıyor.

 

 

Aşağıdaki tabloda, bütçe , ilk çeyrek ve Mart ayı bütçe açığı yer alıyor.

 

BÜTÇE AÇIĞI (MİLYAR TL )

 2012 BÜTÇESİ

MART AYI

OCAK-ŞUBAT –MART(3 AY )

 Bütçe Geliri

329.8

21.8

77.4

Bütçe Gideri

350.9

27.3

83.8

Bütçe Dengesi

-21.1

-5.5

-6.4

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mali İstikrarın ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor… Hükümet programında da mali istikrarın önemi vurgulanıyor. Buna rağmen Bütçe açığı neden arttı ?

 

1)2012 Mart ayında faiz  gideri, geçen seneye göre  yüzde 16.9 oranında geriledi. Dolayısıyla mart ayı bütçe açığını faiz gideri etkilemedi. Ancak Ocak- Şubat ve Mart ayları , birinci çeyrek olarak ele alındığında , faiz giderlerinin   yüzde 24 oranında artarak , bütçe harcamalarının üstünde gerçekleştiği görülüyor. Faiz ödemeleri 12 aya yayıldığı için , diğer aylarda ödeme yükü daha düşük olursa , faiz ödemelerinin bütçe açığını artırma etkisi azalır.

 

Faiz giderlerindeki  artış oranı yüksek olduğu için , normal olarak faiz dışı fazlanın  artış oranı daha düşük kalıyor. Aslında ben her zaman bu faiz dışı fazla olayının bir kandırmaca olduğuna inandım.  Çünkü faiz dışı fazla , bütçenin eğer faiz yükü olmasa fazla  veren bir bütçe olduğunu gösteriyor. Gerçekte ise , dünyada  birkaç istisna dışında , faiz yükü olmayan  bir bütçe yoktur. Teorik olarak devlet, büyük yatırımlar yapmak için , altyapı yapmak için borçlanır. Sonra bu yatırımlar kendi borcunu  öder.  Ne var ki her hükümet sıkışınca popülist harcama yapıyor.  Arkasından açığı kapamak için borçlanıyor.

 

2) 2012 ilk çeyreğinde , ekonomide yavaşlama var …Büyüme oranında düşme yaşanıyor. Toplam talepte düşme iktisadi faaliyetlerin daralmasına neden oldu.  Sonuçta ,  yılın ilk çeyreğinde bazı vergi gelirleri nominal olarak düştü.  Söz gelimi , Beyana dayanan gelir vergisi    bir önceki yılın ilk çeğreğine oranla yüzde 2.6 , beyana dayanan kurumlar vergisi ise yüzde 4.2 oranında düştü. Ayrıca ,yüzde 10 dolayındaki  enflasyonu da dikkate alırsak , dahilde alınan mal ve hizmetlerden alınan vergi gelirlerindeki yüzde 7.2 artışta , reel anlamda düşmedir.

 

Madalyonun tersi , Mal hizmetlerden dahilde  alınan  vergilerin düşmesi  de aynı zamanda  iktisadi faaliyetlerde yavaşlamayı ve ekonomide  soğumayı göstermektedir.

 

Aslında talep dışında kalan diğer  göstergelerde , bu yılın ilk çeğreğinde aynı sonuçları  ifade ediyor.

 

İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranında  bu yılın ilk çeğreğinde çok az da olsa düşme var. Sanayi üretim endeksi şubatta bir önceki aya göre 1.4 oranında  geriledi. Geçen yılın aynı ayına göre ise ,  Ocakta yüzde 1.5 , şubatta yüzde 4.4 arttı. Bu durum büyümenin de düşük olacağını gösteriyor.

 

Bütçe açığının  çözümü için , Maliye Bakanı tek hedef gösteriyor… Memura makul zam olacak… Bakanın açığı neden bu kadar abarttığı da neticede ortaya çıkmış oluyor. Memura  hiçbir zaman büyümeden pay verilmediği gibi , enflasyon farkı da gecikmeli veriliyor. Her sene maaşları düşük tutmak için hükümet  bir bahane buluyor.  Sonuçta bütün sorunlar  memurun başında patlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir