Asıl Emperyalist; Rusya ve Çin’dir

Cumhuriyetimizin 100 yılı, 2023 yılının demokrasi, hukuk ve ekonomide yeniden istikrara geçiş yılı olması için toplumun bilinçli olması gerekir.

Türkiye’nin 2023’te çözmesi gereken sorunların başında, eksen kayması riski geliyor. Türkiye’ batıdan ayrılıp, Şanghay iş birliğine girerse, demokrasi hukuk insan hakları, siyasi özgürlükler alanında 100 yıl geriye düşer. Zira Şanghay ülkelerinde bu haklar sınırlıdır. Ekonomik alanda da batıdan kazanıp, Rusya ve Çin’e veriyoruz. Buna rağmen entelektüel kesimden de birçok insan hala batıya emperyalist diyor.

Türkiye İstatistik Kurumu, Ocak Kasım on bir aylık dış ticaret verilerini açıkladı.

  • Toplam İhracat; 231,3 Milyar dolar oldu; geçen yıla göre yüzde 13,9 oranında arttı.
  • Toplam ithalat; 331,1 milyar dolar oldu; geçen yıla göre yüzde 36,6 oranında arttı.
  • Dış ticaret açığı; 99,8 milyar dolar oldu; Geçen yıla göre yüzde 153,4 oranında arttı.
  • Geçen sene aynı dönemde yüzde 83,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı bu sene yüzde 69,9’a geriledi.

Türkiye’nin en büyük sorunu dış açıklardır. Çünkü dış açıklar hem kaynak çıkışı, dış borçlanma ve kan kaybı demektir.

AKP iktidarında Türkiye; 2003 yılından 2022 Kasım sonuna kadar 931,3 milyar dolar dış ticaret açığı verdi; 668,1 milyar dolar cari açık verdi. Bu açık Türkiye’nin bir yıllık milli gelirine yakındır.

Üstelik bu açıkları yatırım yapmak için vermedik. Dahası siyasi iktidar önlem de almıyor. Demek ki, dış açıklarda siyasi iktidarın bizim bilmediğimiz farklı bir hesabı var. Bu hesap aynı zamanda Rusya ve Çin’in dış ticarette bizi sömürmesinin bir nedenidir.

Kaynak: TÜİK

Dış ticarette; Bazı takıntılı insanların ya da Çin ve Rusya’dan çıkarları olanların emperyalist dedikleri batı ile yaptığımız dış ticaretten her zaman kazançlı çıkıyoruz. Söz gelimi İhracatımızın yüzde 40’tan fazlasını yaptığımız Avrupa Birliğine karşı 11 ayda 10.1 milyar dolar fazla vermişiz. ABD’ye karşı da 1,5 milyar dolar fazla vermişiz.

Toplam ihracatımızın yüzde birini yaptığımız Çin’e ise aynı 11 ayda 34,7 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz. Rusya ve Çine karşı verdiğimiz 81 milyar dolar dış ticaret açığı, toplam dış ticaret açığımızın yüzde 81’idir.

Rusya’dan doğalgazı pahalı aldığımızı biliyoruz. Çin’den ithalatımız içinde yatırım malı ve teknolojinin payı çok düşüktür. Türkiye de üretilen malları ithal ediyoruz. Amerika Çin mallarına vergi ve kota getiriyor; biz her sene Çin’den ithalatı artırıyoruz ve dış ticaret açığı da artıyor.

Bu işte bir çıkar hesabı olduğu çok açıktır. Ama toplum, muhalefet ve tarafsız medya; bu yanlışı göremeyecek kadar akıl tutulması yaşıyor.

Özet olarak;

  • Eğer biz evet demezsek, çıkar hesabı ve işbirliği yapmazsak kimse bizi sömüremez.
  • Oysaki yıllardır Rusya ve Çin Türkiye’yi soyuyor. Toplum farkında değil.
  • Burada iş medyaya düşüyor. Ne var ki taraflı medya zaten gerçekleri saklıyor. Muhalif veya tarafsız basının bir kısmı 50 yıl önceki boyalı basın ve esprili haber takıntısından kurtulamadı. Bir kısmı da ideolojik etki altından kurtulamadı.

Çözüm; halkın akıl tutulmasından kurtulması ve uzun vadeli düşünmesidir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir