İŞSİZLİK ARTTI

TÜİK, 2008 yılı Ekim ayı işsizlik oranını, yüzde 10.9 olarak açıkladı.

2007 aynı dönemde işsizlik oranı yüzde 9.7 idi… 1.2 puan daha yüksek çıktı. 2007 yılı Ekiminde 2 milyon 302 bin olan işsiz sayısı, 2008 Ekiminde 385 bin kişi artarak, 2 milyon 687 kişiye yükseldi.

 

Türkiye’de  artık herkes anladı ki, gerçek işsizlik oranı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dediği gibi yüzde 10.9 dan daha yüksektir.

Örneğin, TÜİK’ in “iş bulsalar hemen çalışacaklar” dediği 2 milyon dolayında işsiz var… İş bulma umudunu kaybettiği için iş aramayan 600-700 bin dolayında işsiz var. Ayrıca yazın bir iki ay çalışıp, 10 ay süreyle yatan tarım işçilerini de katarsak, Türkiye’de işsiz sayısı ilan edildiği şekilde 2.5 milyon değil, en az 5 milyondur. Dört kişiden birisi işsizdir.

Özetle, açıklanan işsizlik istatistikleri, yaşanan işsizlikle uyuşmuyor.

 

İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ…


İşsizliği önlemek devletin ve dolayısıyla Hükümetin temel görevidir. Devlet yalnızca bankaları kurtarmakla, yalnızca kârlı işletmeleri satarak gelir sağlamakla görevini yapmış olmaz. Siyasi iktidar eğer işsizliği önleyemiyorsa görevini ihmal etmiş demektir… Bugünkü iktidarın işsizlik sorunu bu güne kadar ne programında ne de gündeminde oldu.

Devletin yapması gereken, önce altyapı yatırımı yapmaktır. Faiz dışı bütçe fazlası vermeyi, altyapı yatırımlarından daha önce tutarsanız, üretim ve istihdam sorununu çözemezsiniz…

2009 bütçesinde altyapı yatırımları 3.1 milyar dolar kısıldı. Oysaki kriz döneminde tersine altyapı yatırımlarını artırmak gerekirdi.

Altyapı yatırımları yapmazsanız, özel sektör de üstüne fabrika kurmaz. İstihdam olmaz… İşsizlik sorunu çözülmez.

Altyapı yatırımlarının eksik olması, üretim maliyetlerinin artmasına neden olur. Örneğin yeterli ve düzgün yol olmazsa, ulaştırmada zaman kaybı olur. Araçların amortismanları yüksek olur.

Eğitim ve sağlıkta beşeri sermayedir… İnsana yapılan yatırımdır… Toplum için bir altyapı yatırımıdır. Eğitim ve sağlıktan kesip faiz dışı fazla verirseniz, halk arasındaki sözle “harcı borcunu kurtarmaz” Yani zararı faydasından daha yüksek olur. Bu anlamda, yalnızca eğitime kaynak ayırmakla da iş bitmiyor… Ayrıca özellikle yüksek öğrenimde iş gücü veya insan gücü planlaması yapmak gerekir. Vasıflı iş gücü ihtiyacını tespit ederek, bu ihtiyaca göre insan yetiştirmek gerekir.
Böyle bir planlama mevcut değil… Bunun içinde gençler arasında işsizlik oranı yüksektir. AKP’nin ise, imam hatip okulları arkasında koşmaktan başka bir endişesi olmadığı görülüyor.

YATIRIMLAR TEŞVİK EDİLSİN

 

Öte yandan, işsizliğin çözülmesi yatırım yapılması ve üretim artışı ile olur.

Durgunluktan çıkış için yatırımları artırmak gerekir. Bunun için bölgesel, sektörel veya proje bazında yatırımları desteklemek yerine, tüm yatırımları desteklemek gerekir.

 

Ayrıca emek yoğun yatırımlara daha yüksek devlet teşviki vermek ve bu yatırımları teşvik etmek gerekir. İstihdam üzerindeki yüksek prim ve vergi yükünü AB ortalamasına yani yüzde 25’e düşürmek gerekir.

Aksi halde istihdam üstünde bu kadar prim ve vergi varken, kimse yatırım yapmaz… Veya kaçak işçi çalıştıranların sayısı artar. Veya yatırım yapan da “teknoloji yoğun yatırım” yapar… İstihdam yükünün yüksek olmasından dolayı daha maliyetli olan emek yoğun yatırım yapmaz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir