Şirketlerde İflas Riski Neden Arttı?

Allianz Commercial Allianz 2024 küresel Risk Barometresine göre; pandemi sonrasında dünyada iflaslar arttı. Ancak 2022 de yüzde 1’lik ve 2023’te yüzde 7’lik bir toparlanma oldu. 2024 yılında yeniden iflaslarda yüzde 8 oranında artış bekleniyor.  Raporda ‘’Her beş ülkeden üçü 2024 yılı sonuna kadar pandemi öncesi ticari iflas seviyelerine ulaşacak ‘’deniliyor.

Aslında iflaslar piyasa ekonomisinin sigortasıdır. Etkin ve verimli olmayan firmalar iflas eder, sermaye daha verimli ve ileri teknolojik yatırımlara gider.

Allianz anketinde 2024 yılında iflasların;

  • Almanya’da yüzde 9,
  • Hollanda’da yüzde 28,
  • İngiltere’de yüzde 5 artması bekleniyor.

2008 -2009 finansal krizi ardından ABD ve AB başta olmak üzere birçok ülkede para genişlemesi, eksi reel faiz ve devlet yardımları ile sorunlu firmalar adeta cam fanusa alındı. Sonraki risklerin temelinde bu yanlış politikalar yatıyor.

Türkiye de Merkez Bankası verilerine göre ortalama ticari kredi faizleri yüzde 53’tür. İTO’nun açıklanan şubat yıllık enflasyonu yüzde 76,6 oldu. Bu sene enflasyon yüzde 53 üstünde kalacaktır. Yani bankalar eksi reel faizle kredi alıyorlar. Sağlam şirketler kredi alabiliyor. Yani şirketlerin TL finansman sorunu yoktur.

Yine İTO’ ya göre Şubat ayında Toptan eşya fiyatlarında yıllık artış yüzde 65,06 oldu. Yani maliyetler satış fiyatlarının altındadır. Maliyetler yüksek ve fakat perakende fiyatlar daha yüksek olduğuna göre, demek ki firmalar maliyetlerini yansıtabiliyor.

Türkiye’de ekonomik açıdan şirketler için sorun olan yüksek enflasyon ve bu nedenle ortaya çıkan belirsizlik ile  ithal girdi için gereken dövizin temini  sorunudur.

Bu şartlarda Türkiye’de iflas riskinin düşük olması gerekiyor. Ne var ki, Türkiye de reel firmaların iflas riski yüksektir ve bu da tamamıyla ekonomi yönetiminin ve hükümetin yanlışlarından ileri geliyor.

1- 2016 fetö darbesi sonrasında TMSF tarafından 685 şirket kayyıma alındı. Gerekçe olarak, Fetö terör örgütüne aidiyeti, iltikası veya irtibatı gösterildi. Kayyıma alınan şirketlerin bir daha kurtulma umudu yoktur. Çünkü şirket yönetmek, seçkin liyakat ister. TMSF’ nin aklına göre olmaz.

Mamafih Meclise sunulan 8 yargı paketinde Kayyumlara sorumsuzluk getiriliyor. Yasa teklifine Muhalefet tarafından konulan şerhte ‘’ Bu yasa ile TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerdeki yöneticilerine sorumsuzluk zırhı getirildiği ve bu görevlilerin her türlü hukuki, idari, mali, cezai sorumluluktan muaf sayılacağı ‘’ söylendi.

2- 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 779 şirkete el konulduğunu, gerekirse yeni şirketlere de el konulabileceğini söyledi.

Eğer bunlar fetö örgütüne aitse bu kadar şirket -mal – mülk sahibi nasıl oldular? Devleti nasıl kullandılar?  Kim ve neden izin verdi soruları da otomatik olarak gündeme geliyor. Demek ki hükümet haksız rekabete ve devlet eliyle zenginleşmeye göz yummuş veya bilerek imkan vermiş.

Böyle bir düzende piyasada rekabet şartları çalışmaz ve haksız rekabete karşı firmalar kendilerini koruyamaz.

3- Adını az çok herkesin bildiği birçok büyük şirket; Türkiye’deki yatırımlarını teminat göstererek, bankalardan kredi aldı ve yurt dışında yatırım yaptı. Hatta bu şirketlerden birinin CEO’su ‘’Firmanın siyasi sorunlar nedeniyle yurt dışına kaçıyor söylentileri tamamen gerçek dışıdır’’ diye açıklama yapmıştı.

2023 yılında gayrimenkul alımı dahil, giren doğrudan yabancı yatırım sermayesi 5,6 milyar dolar, çıkan 5,9 milyar dolar oldu.

Türkiye de işletmelerini yurt dışında yatırım yapmak için teminat olarak gösteren sermayenin içerde verimli olması ve devam etmesi çok olası görünmüyor.

4- Yandaş Medya, siyasi iktidarın kıyakları ile yaşıyor. İktidar değişirse bunların yaşama olasılığı düşük kalacaktır. Muhalif medya da muhalif parti ve belediyeler veya bazıları tarafından kollanıyor. Bunlarında desteksiz ayakta kalması zor olacaktır.

5- Bu sene çok sık duymuyoruz. Ama geçen ve önceki yıllarda bazı firmaları satışa zorlamak için vergi denetimi yapılması veya medya tabiri ile çökme olayları çok konuşulup, yazılıyordu. Bu nedenle birçok firma küçülmeye gitti. Etkin ve verimli çalışmak için gerekli yatırımları yapmadılar. Bunların da iflas riski arttı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir