KREDİLER AÇILMAZSA, KRİZ BİTMEZ

Para piyasası ekonominin kan damarıdır. Bu damarlar tıkalı olunca iktisadi faaliyetlerde bir canlanma olmaz. Bu gün Kriz ötesi bir depresyona dönüşmüş olan ekonomik ve sosyal sorunlar daha çok uzar.  

 

Bankalar kredileri açarlarsa, ekonomide canlanma hızlanacaktır. Oysaki reel sektöre verilen krediler adeta durmuştur. Bu Kredilerin durmasında Hükümetin ve bankaların ayrı ayrı suçu vardır.

 

Hükümet hem Türkiye de bu durumu önceden görememiş… Hem de dünya örneklerini görmezlikten gelmiştir.

 

Eğer 2008 ortalarında, mevduata güvence kararı almış olsaydı ve yine eğer kredi garanti fonunu devreye sokmuş olsaydı, bankalar kredi vermekten bu kadar korkmayacaklardı.

 

 

 

Başbakan, büyük bankaların arkasından giderek, bu önlemleri almaya gerek olmadığını, dolaylı yollardan açıkladı.

 

Bankalara gelince… Bankalar da ekonomiye bir bütün olarak bakmadılar. Reel sektörle aynı gemide olduklarını unuttular. Yarın tüm ekonomiyi değil, bu gün kendilerini kurtarmayı yeğlediler.

 

1) Bankalar, bankacılık imtiyazlarından yararlanarak, parayı ucuz kullanıyorlar, buna karşılık krediden fahiş faiz alıyorlar.

 

Bankalar yüzde 12.25 faiz ile MB’ dan gecelik borç alıyorlar. Aylık mevduata ortalama yüzde 11 faiz veriyor. Yıllık bileşik mevduat faizi yüzde 13 ediyor.

 

Bankalar yıllık bileşik yüzde 13 faiz vererek topladıkları mevduatı İşletmelere yüzde 300 kar koyarak işlek kredi şeklinde satıyorlar.

Örneğin bir banka işlek krediler için yüzde 36 faiz istiyor.

 

Ayrıca bu kredilerden faiz dışında dosya parası gibi adlarla paralar alıyorlar. Yine de kredi vermekte tereddüt ediyorlar.

 

2)Bankaların aynı krediler için işletmelerden aldıkları Faiz oranları da çok farklıdır. Örneğin işletmelere açılan işlek kredilerde bir özel banka yüzde 36 faiz alırken, Ziraat Bankası yüzde 21 faiz alıyor.

3) Dünya krizine neden olan faktörlerden birisi, piyasa devlet dengesinin bozulması, diğeri de Finans sektörü ile reel sektörü arasındaki dengenin bozulmasıdır.

 

Türkiye şartlarında reel sektörle – finans sektörü arasındaki denge de daha çok bozulacaktır. Bu dengesizliği 2008 son çeyreğinde yaşanan büyüme oranlarından da görebiliyoruz.

 

2008 son çeyreğinde tüm sektörler yüzde 10’ un altında küçülürken, bankacılık sektörü yüzde 9 büyüdü.

 

     ———————————————————————————- 

     2008  SON ÇEYREK SEKTÖRLERDE  BÜYÜME FARKLARI:

Bankalar …… ……      9

İmalat sanayi……     -10.8

     İnşaat sektörü…       -13.4

     Ticaret ……………   -15.5

     ———————————————————————————–

 

Türkiye de kredilerin açılması için, mevduata tam güvence verilmeli. Kredi garanti fonu uygulamaya konulmalı. Ve kredi faizlerine yasal düzenleme getirilmelidir.

 

Örneğin, Kredi faizlerinin tamamı için bankacılık kanununda değişiklik yaparak tüm kredi faizlerine azami sınır getirmek gerekir.  Kredi faizleri, mevduat faiz maliyetine en fazla yüzde 50 veya yüzde 80 ilave ile sınırlı olabilir. Bu takdirde bankalar yine yüzde 50 ve yüzde 80 kar edeceklerdir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir