Heteredoks Faizin Halka Maliyeti

Merkez Bankasının faizi tek haneye düşüreceğini herkes biliyordu, çünkü Cumhurbaşkanı önceden söylemişti. Merkez Bankası ve Para politikası kurulunun iktisadi rasyonellik gerekçesi ile farklı bir karar alması zaten mümkün değildi. Dünya ve Türkiye bu gerçeği geçmişteki olaylardan çok net biliyor.

ABD merkez Bankası FED, enflasyon gerekçesi ile faizleri artırmaya devam ediyor. Önceki gün Avrupa Merkez Bankası da, enflasyon nedeni ile faiz artışını durdurmanın çok erken olacağını açıkladı. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin tamamı (Rusya dışında) faizleri artırdı.

Türkiye de siyasi iktidar, ekonomiyi canlı tutmayı ve büyümeyi fiyat istikrarına tercih etti. Bunun için faizleri düşürdü. TÜFE’nin yüzde 85,5 ve faizin yüzde 9 olması, Reel faizin yüzde 41 olması demektir. Ekonomik istikrar denge üstünde sağlanır. Eğer bir insanda fiziki denge bozulursa, o insan hasta olur. Bir ekonomide denge bozulursa kriz olur.

Diyelim ki bir mucize oldu ve tek haneli faiz ekonomik istikrarı yeniden sağladı. Ama faiz macerasının son bir yılda ekonomik istikrarı bozmasının halka maliyeti onlarca yılda telafi edilemez.

1-Türkiye global piyasalarda güven ve itibar kaybetti.

Üç büyük Raiting kuruluşu, Türkiye’nin daha önce yatırım yapılabilir notunu, aşırı spekülatif yatırım yapılamaz seviyesine düşürdü. Gerekçe olarak faizlerin düşürülmesini gösterdi. Söz gelimi S&P kararında;

‘’Küresel olarak mali koşullar sıkılaşırken MB’nın faizleri indirmesinin TL’ye olan güvenin azalmasına yol açtığı’nı, ve TL’deki daha fazla değer kaybının Türkiye’nin mali istikrarı ve kamu maliyesi için olumsuz etkilerinin olacağını ‘’ gerekçe gösterdi.

Türkiye’nin global ekonomide güven kaybının sonuçları ağır oldu.

Gayrimenkul alımı dışında artık Türkiye‘ye doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmiyor, olanlarda satıp çıkmaya bakıyor. Merkez Bankası, Ocak-Eylül 9 ayda portföy yatırımlarından 14,6 milyar dolar çıktığını açıkladı.

Türkiye’nin CDS oranı arttı. Dış borçlanma maliyeti arttı.

2- TL’ den kaçış Kur şoklarına ve enflasyona neden oldu.

Yüzde eksi 41 reel faiz Dünyada yalnızca hiper enflasyon yaşayan ekonomilerde görülmüştür. Bu nedenle TL’ den kaçış, TL’nin aşırı değer kaybetmesine neden oldu. MB TÜFE bazlı reel kur endeksine göre, Dolar kurunun 10 lira 50 kuruş olması gerekirdi.

MB faizi açıkladığı gün dolarda yüksek artış olmadı. Çünkü hem piyasa zaten MB’ faizinin tek haneye ineceğini biliyordu, hem de dolar endeksi değer kaybederken dolar/TL kurunun düşmemiş olması, dolaylı yoldan TL’nin değer kaybetmesi demektir.

Türkiye’de ithal girdi oranı yüksek olduğu için, TL’nin değer kaybetmesi ithalata bağımlı olan üretim maliyetlerini artırdı ve bu maliyetler oligopol piyasa şartları içinde perakendeye kolayca yansıdı.

Dış ticaret ve cari açık arttı. Bu sene cari açığın GSYH’ oranı yüzde 6 dolayındadır ve sürdürülemez düzeydedir.

TL’ den kaçış, gayrimenkul fiyatlarını da artırdı. Merkez Bankası endeksine göre gayrimenkul fiyatlarında yıllık artış Türkiye ortalaması olarak yüzde 189 oldu. İstanbul ortalaması ise yüzde 212 oldu.

3- Yoksulluk arttı.

TÜİK TÜFE’yi yüzde 85,5 olarak, yıllık Gıda fiyat artışını da yüzde 98 olarak açıkladı. TÜFE sepetinde gıdanın payı yüzde 25 dolayındadır. Oysaki düşük gelir grupları harcama sepeti içinde bu pay daha yüksektir. Gelir artışı, enflasyona göre düzeltmenin gıda ağırlıklı geçinme endeksine göre yapılması gerekir. Ama hükümet TÜFE‘ye göre yapıyor. Bu yol Düşük gelirli olanların, işçi ve memurun, emeklinin yoksullaşmasına neden oluyor.

Zaten gelir dağılımı göstergeleri de gelir dağılımının bozulduğunu gösteriyor.

4- Ekonomide belirsizlik arttı. Yatırım yapılmıyor.

Yüzde 100 enflasyonda sermaye yarını göremez. Hükümet Faizleri ne kadar düşürse düşürsün, belirsizlik nedeni ile yerli ve yabancı sermaye yatırım yapmaz. Ülkenin büyüme potansiyeli düşer. Mamafih bu sene 4 çeyrek ve 2023 yılında büyüme oranı düşük kalacaktır.

Aslında yüzde 85,5 enflasyonda faizleri tek haneye düşürmek heteredoks politikalarla da uyuşmaz.  Zira heteredoks politkalarda da iktisadi rasyonellik esastır. Bakan Nebati’nin icad ettiği politikalar ise tek haneli faize kılıf uydurmaya çalışmaktır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir