En Ağırı: Dışa Bağımlı Üretim

Türkiye pamukta yüzde 50 oranında dışa bağımlıdır. ABD’ li üreticiler ile Türk iplikçiler 9 ay önce 3 dolardan anlaşma yaptı. Ancak lojistik sıkıntıyı gerekçe göstererek pamuğu göndermediler. Şimdi ABD’ de pamuk 1,5 dolara geriledi. Ama Türkiye pamuğu 3 dolardan alıyor.

Bir zamanlar pamuk tarlaları Adana ovalarını bembeyaz yaparken ne oldu da çiftçi pamuk ekmekten vazgeçti?

Birincisi siyasi iktidar 2001 İMF’ nin güçlü ekonomiye geçiş programına aynen uyarak tarımsal destekleri yarı yarıya indirdi. Daha sonra 2006 da tarım yasası çıkardı. Tarım desteklerinin GSYH’ nın yüzde 1’inden az olmayacağı yasada yer aldı. Ama AKP kendi çıkardığı kanuna uymadı. Tarımsal destekler 2007 yılında GSYH’ nın yüzde 0,70 ‘si kadar oldu. Sonrasında yüzde 0,5 dolayında kaldı. Halen yüzde 0,44’ tür.

İkincisi; 2012 yılına kadar TL dolar karşı değerli para idi. Bunun nedeni Türkiye’ye spekülatif sıcak paranın girmiş olması ve döviz arzının artmasıdır.  TL değerli para olunca, imalatçı için pamuk ithal etmek daha ucuza geldi . İplik üretimi dışa bağımlı oldu. 2018 sonrasında Kur arttı ve fakat tarımsal girdi de ithal olduğu için bu defa pamuk üretim maliyetleri de arttı. Bu nedenle pamuk ekmek çiftçiye cazip gelmedi.

Aslında Türkiye her sektörde ithal girdiye bağımlı üretim yapıyor.

İthal girdi oranı Enerjide yüzde 74, Gübrede yüzde 72, Demir çelikte yüzde 69 kimyasallarda yüzde yüzde 67 ‘dir. (Aşağıdaki tablo)

YÜZDE 30 ÜSTÜNDE İTHAL GİRDİ KULLANAN SEKTÖRLER

Kaynak; Özlale Ümit, Karakurt Alper, ‘’Türkiye ‘de Tasarruf Açığının Nedenleri ve Kapatılması İçin Politika Önerileri ‘’ Bankacılık Dergisi; 2012

Türkiye 2003 yılından 2022 Temmuz ayına kadar 663 milyar dolar cari açık verdi. Bu açığın nedeni, üretimin ithal girdiye bağımlı olmasıdır. Eğer bu açığı yatırım malı ithalatı için vermiş olsaydı, şimdi ülke cari fazlaya dönmüş olurdu.

Ocak -Temmuz İthalatın yapısı;

  • Yatırım malı; yüzde 10,5
  • Aramalı ve hammadde; yüzde 81,9
  • Tüketim malı; yüzde 7,7

En ağır sorunumuz dışa bağımlı üretim yapısıdır.

Bu nedenle cari açık veriyoruz. Cari açık kaynak ve servet kaybına ve yoksullaşmamıza neden oluyor.

Herhangi bir nedenle ithalat yapamazsak, üretim de yapamayız. Büyümeyi sürdüremeyiz.

AKP iktidarı her zaman ekonomiyi piyasa olarak gördü. Planlamayı bıraktı. Günübirlik kararlarla sürdürdü. Söz gelimi Türkiye Dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak ilan edildi. Fakat Hükümet bol sıcak paranın serap etkisi altında hiçbir önlem almadığı için bu günkü krizi yaşıyoruz.

Bu günde birçok iktisatçı akademisyenler, istikrar programı öneriyor. Ancak sayın Cumhurbaşkanı kimseyi dinlemiyor.

ABD’ de Ekonomik Danışmanlar kurulunda her zaman ülkenin en etkili akademisyenleri yer almıştır. Söz gelimi Bill Clinton hükûmetinde 1995 ve 1997 yılları arası Ekonomik Danışmanlar Kurulu’nun başkanı Nobel ödülü de alan Joseph E. Stiglitz idi.

Ne yazık ki; yönetimin yaptığı yanlışlar orda kalmıyor. Gittikçe ağırlaşan bir Kriz yaşıyoruz. AKP iktidarında yalnızca cari açıktan dolayı her vatandaşın cebinden 8 200 dolar çıktı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir