Bu Faizle Ekonomik Buhran Derinleşir

Dolar aylık olarak yüzde eksi yüzde 10,14  reel kayıp getirdi.

Aralık 2021 ayında  ortalama olarak dolar kuru 13,5699;  Ocak 2022 de 13,5471 dir. Kur artışı olmadığı için TL  aylık bazda Ocak enflasyonu kadar değer kazandı.

Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksi de Aralık 2021 de 47,90 iken Ocak 2022 de 52,89 ‘a yükseldi. (100 denge kurudur. 100 altı TL’ nin ne kadar düşük değerde olduğunu gösterir.)

Yıllık bazda ise dolar yüzde 23 ,08 oranında   reel getiri sağladı. Demek ki kur artışı yıllık enflasyonun çok üstünde oldu.

Reel kur hesabında dengenin korunması için dolar kurunun TL enflasyonu eksi dolar enflasyonu kadar artması gerekir. Ama dolar/ TL kuru dengede değil.

Ocak ayında TÜFE bazlı reel kur endeksinin 52,89 olması , TL’nin yüzde 47 oranında daha düşük değerde olması demektir. Bunun içindir ki enflasyona rağmen TL’ nin değeri daha fazla düşmüyor. Yani kur artmıyor. Kurun artması için hükümetin 2021 son aylarında olduğu gibi Merkez Bankasına ve faize yeniden aşırı müdahale etmesi gerekiyor.

Hükümet yüksek kurun dış ticarette Türkiye’nin rekabet gücünü artıracağını iddia etti. Ama galiba üretimin ithal girdiye bağımlı olduğunu ve Türkiye’nin girdi ithal etmeden üretim yapamayacağını göz ardı etti.  Dahası de ithal girdi yerine yerli girdi üretim yapacak güven altyapısı olmadığını da göremiyor.

İkinci sorun faiz sorunudur. Mevduat faizi aylık olarak yüzde eksi 8,87 ve yıllık olarak ta yüzde eksi 22,75 oranında reel kayıp getirdi. Bu durumda TL’ de kalmak her zaman risklidir.

TL korumalı Mevduat hesabı bir çözüm olmaz. Dalgalı kur politikasına rağmen, hükümetin yeni bir yanlışı bir gecede kur şoku yaratabilir.

Hazine ve Maliye Bakanı , Londra’da yabancı sermayeye gelin diyor , ama yabancı sermaye de reel getiriye  bakıyor. Yüksek eksi reel faiz ve kur artışı riski varken, sıcak para da gelmez. Çünkü kur artarsa getirdiği dövizi geri götüremez.

Ekonomi de temel kural dengedir. Eksi 22,75 reel faizde bu dengeyi sağlamak imkanı yoktur. Devlet ve Bankaların eksi reel faiz vermesi, tasarruf sahibinden eksi reel faiz yoluyla gelir transferidir.

Merkez Bankasından, yüzde 14 faizle kaynak kullanan bankalar; İhtiyaç kredisinden ortalama yüzde 31,50 ve Ticari kredilerden ortalama yüzde 22,58 faiz alıyor.

Bu durumda ekonominin canlanması ve yatırımların artması gerekiyor. Ama öncede söylediğim gibi , siyasi iktidar hukuki ve demokratik altyapıyı bozdu. Mülkiyet güvencesi zedelendi. Hükümete güven dip yaptı. Yerli ve yabancı yatırım yapmıyor.

Netice de hükümetin faiz dengesinin bu kadar bozması;  Tasarruf – yatırım – tüketim dengesini bozdu.  Hükümet faiz konusunda inada devam ederse , ekonomik buhran derinleşecektir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir