Sık- sık ‘’küreselleşmeden en fazla zararlı çıkan ülke biziz ‘’ diye yazarım.. Bunun üç temel nedeni var…
Bir … Dünyanın en yükek dış şlemler cari açığını
( döviz açığını ) biz veriyoruz…Bu yolla kaynaklarımız dışarıya gidiyor.. Veya borçlandığımız için gidecektir.
İki … Kur baskı altında tutulduğu için düşük kalıyor. Bu nedenle içeride üretimde kullandığımız aramalı ve hammaddenin büyük kısmını ithal ediyoruz. Bu içeride işsizliği artırırıyor.. Kırılganlık yaratıyor.
Üç… Elimizdeki , kamu veya özel karlı işletmeleri satıyoruz. Bunların parasının büyük bir kısmı Türkiye’ye gelmiyor.Ayrıca satılan bu işletmelerin karları da dışarıya gidiyor. Yani kaynak çıkışı oluyor. Eğer bu paralar Türkiye ye gelse ve yeni yatırım yapılsa, çıkan karın fazla bir önemi olmazdı.Ancak şimid hem servet çıkışı oluyor… Hemde kar çıkışı oluyor.
Artık Türkiyeden net kaynak çıkışı olduğunu , GSMH hesaplarından anlıyoruz.
Gayri safi yurt içi hasıla , yurt içinde üretilen katma değer toplamını vermektedir. Yurt dışından faktör gelirini veya giderini Gayri safi Yurt içi hasılaya ilave eder veya çıkarırsak , o zaman Gayri safi milli hasılaya ulaşırız.
Türkiyeden son yıllarda , faiz ve kar olarak dışarıya net kaynak çıkışı oluyor. Bu nedenle , GSYİH hasıla daha büyük çıkıyor. Oysaki iki- üç yıl öncesine kadar tersiydi.
ŞİMDİ MISIR ÇIKTI
Mart . 2007 tarihinde Mısır ile serbest ticaret anlaşması imzalandı. Bu güne kadar Mısırda 116 firmanın yatırım yaptı.
Şimdi de , başta tekstil olmak üzere , yedek parça , plastik , elektronik sektörlerinde yoğun bir yatırım talebi olduğu biliniyor..
Aslında , Türkiye’nin yabancı ülkelerde yatırım yapması iyi.. Çünkü zaman içinde bu ülkelerden Türkiye ye kar transfer edilecektir. Kaynak girişi olacaktır.
Ne var ki aynı şirketler Türkiye de yatırım yapsaydı , daha çok faydamız olacaktı. Üretim ve ihracat artacaktı. İşsizlik azalacaktı.
Neden mısır ?
1.Mısırda yatrım yapılması Genel anlamda , Mısırda ekonominin Türkiyeden daha istikrarlı olduğu nu göstermektedir. Yine Türkiyede piyasaların daha kırılgan olduğunu ortaya koymaktadır.
Mamafih geçen sene mayıs ve hziranda bu senede Eylül ayında küresel düzeyde ortaya çıkan dalgalanmadan , en fazla etilenen ülkenin türkiye olduğu anlaşıldı.
Zaten sıcak paranın 100 milyar dolara yaklaştığı bir ekonomide , ne yerli – nede yabancı sermaye yatırım yapar. Çünkü sıcak para bir ekonomide kırılganlığın ötesinde ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bombadır.
REKABET GÜCÜMÜZ ZAYIF
2. Döviz kurları bir ülkenin , diğer ülkelere karşı rekabet gücünü artırır veya düşürür… Türkiyede 2 liranın üstünde olması gereken dların , 1.3 veya 1.4 dolayında olması , ihracatta rekabet gücünü düşürmüştür. İhracatçının her dolardan eline 2 lira geçmesi gerekirken , çok daha düşük geçmesi , ihracatın cazibseini düşürmüştür. Oysaki Mısırda kur düşük değil. Ayrıca Mısır , ın ABD’ ye düşük gümrükle mal satma imkanı var.
BAZI GİRDİ FİYATLARI YÜKSEK
3. Bazı girdi maliyetleri çok yüksektir.. Örneğin Türkiye de işçi ücretleri yüksek değil… Ancak işçi çalıştırmak pahalıdır.. Çünkü istihdam üzerindeki vergi ve primler yüksektir. Örneğin 680 lira ücret alan bir işçinin , işletmeye maliyeti, vergi ve primlerle 1000 liraya çıkmaktadır.
Yine , reel sektörün kullandığı elektirik ve akaryakıt fiyatları da göreli olarak yüksektir. Bu maliyetler Türkiye de yatırım yapmayı engellemektedir.
4. Nihayet uygulanmakta olan kısa vadeli iktisat politikaları, reel sektörü ikinci planda görüyor. Mali sektöre ve Finans sektörünü öncelik veriyor.
Aynı parlelde yatırımları teşvik edecek bir sanayileşme politkası da bulunmuyor.