Plansız Kalkınma Olmuyor

Yaşamakta olduğumuz iktisadi istikrar sorununun bir nedeni de siyasi iktidar planlamayı kaldırması ve günübirlik kararlarla ekonomiyi yönetmesidir.

Türkiye cumhuriyet döneminde en hızlı kalkınmayı 1933’te başlayan devletçilik politikası ile yaşadı. Aynı zamanda 1930 Dünya Buhranından da en az maliyetle kurtuldu.

Devletçilik uygulamasında, 1933’te başlayıp, 1938 ikinci dünya savaşı öncesine kadar uygulanan ve birinci beş yıllık sanayi planı yapılmıştır. İktisat tarihinde sektörel planlama alanında sonuçlanan en iyi örnektir.

Aslında devletçiliğin başarılı olması da, bu birinci sanayi planının başarısından ileri geliyor. Birinci sanayi planı döneminde devlet hedeflenin üstünde altyapı, fabrika yapmış aynı zamanda demiryolları ve limanları millileştirilmiştir.

Aslında Gelişmekte olan ülkelerde, zorunlu Devlet müdahalesine piyasa başarısızlıkları neden olur.

Bu ülkelerde, piyasa gelişmemiş, dar ve oligopol yapıda olduğu için, fiyatlar etkin kaynak dağılımını sağlamakta yetersiz kalır. Sermaye piyasası ve vadeli döviz işlemleri piyasası sığdır.

Çoğunda demokrasi, hukuk, eğitim kurumsallaşmamıştır. Türkiye de olduğu gibi islam ülkelerinde kurumsallaşmaya karşı siyasi oluşumlar vardır.

Yine Genel olarak, Ar-Ge, teknoloji gelişmemiştir. Gelişmiş olsaydı   zaten gelişmiş ülke statüsünde olurdu.

Çin’de doğrudan devlet müdahalesi nedeniyle, teknoloji üretimini geliştirmiştir.

Bu nedenlerle Gelişmekte Olan Ülkelerde piyasada rekabetin sağlanması ve kıt kaynakların en verimli alanlarda kullanılmasını sağlamak için devlet müdahalesi gereklidir. Bu müdahale aynı zamanda iktisadi ajanların yarınını görebilmesi için bir kalkınma planlaması ile yapılmalıdır.

Birinci sanayi planından sonra; Birinci beş yıllık sanayi planının kalkınmada örnek bir uygulama olmasının altında iki  önemli gerçek vardır;

  • Birisi devlet müdahalesinin kalkınmanın gerektirdiği ölçüde ve dozda olması;
  • İkincisi; devlette denetim sisteminin iyi, işlemesi yolsuzluğun ve istismarların hemen hemen hiç olmamasıdır.

İktisadi planlama; genel olarak piyasa ekonomisine dayalı bir sistemde, kaynakların etkin dağılımına yardımcı olan ve kısmen devlet müdahalesine açık bir uygulamadır.

Sosyalist bir sosyo-ekonomik sitemde uygulanan Merkezi Planlama farklıdır.  Merkezi planlama; merkezi sistem ile bir kaynak ayırma mekanizmasıdır. Bu tür Merkezi planlama sosyalist ekonomi için koordinasyon mekanizması olarak faktör pazarlarının yerini almıştır. Bu tür ekonomilere de planlı ekonomi denilir. Merkezi planlama Sovyetlerde uygulanmıştır.

Planlama; Makro ve genel planlama olarak yapılır. Ya da kısmi planlama şeklinde bir veya bazı sektörler için yapılabilir.  Bölgesel kalkınmışlık farklarının azaltmak için bölgesel kalkınma planları da yapılabilir.

Genel olarak Uzun dönemli planlar, 15 yıl ve üzeri, orta dönemli planlar 3-5 yıl ve kısa dönemli programlar bir yıllıktır.

Türkiye’nin 2023 değişim rüzgarında, kurumsal devletin yeniden kurulması ve bir planlama içinde piyasada rekabeti sağlaması ve gerekirse gıda gibi zaruri ürünlerde fiyat istikrarını sağlaması gerekir.

Ayrıca devletin bir planlama içinde her ilde o ilin imkanlarını değerlendirecek yatırımlar yapması gerekir. Bu yatırımlarda işlenecek ürünlerde üreticiye hem para hem de kısmen hisse senedi verilebilir. Çalışanlara da maaşlarının bir kısmı için hisse senedi verilebilir. Sonuçta bu yatırımlar halkın olur ve bu yolla aynı zamanda sermaye tabana yayılmış olur.

 

One thought on “Plansız Kalkınma Olmuyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir