Dış Açıklara Dikkat Etmeliyiz

2022 yılı dış ticaret açığını, TÜİK 109,5 milyar dolar , Merkez Bankası 89,7 milyar dolar olarak açıkladı. İki kurumun açıkladığı dış ticaret açığı arasındaki fark 19,8 milyar dolar çıkıyor. Bu fark  her yıl oluyor. Söz gelimi 2021  yılı dış ticaret açığını da , TÜİK 46,1 milyar dolar , Merkez Bankası ise 29,3 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Arada 16,8 milyar dolar fark vardı.

Merkez Bankası dış ticaret hesaplama kaynakları içinde TÜİK’ te yer alıyor.

Dış ticaret açığı iki yöntemle hesaplanıyor. Birisi; serbest bölgeler, gümrük antrepoları, serbest dolaşım alanını da içine alan  genel dış ticaret sistemidir. Diğeri; Serbest bölgeler ve gümrük antrepolarını kapsamayan özel dış ticaret sistemidir.

İki kurumun ilan ettiği dış ticaret açığı arasında bu kadar yüksek fark olması , güven sorunu yaratıyor ve sermaye – yatırım kararlarını olumsuz etkiliyor. Her iki kurumunda aynı standart hesabı kullanması gerekir.

Öte yandan 2022 cari açığı 48,8 milyar dolar oldu. 2022 GSYH  tahmini de 850 milyar dolardır. Demek ki cari açığın GSYH’ oranı yüzde yüzde 5,7’dir ve yüksektir.

En önemli sorun GSYH’ nın; Kısmen kaynağı belli olmayan döviz girişi ve kısmen  dış borçla finanse edilmesidir. Zira doğrudan yabancı yatırım sermayesi artık gelmiyor. 2022 yılında 8 milyar 52 milyon dolarlık  yabancı yatırım sermayesi girişi var; bunun 6,2 milyar doları vatandaşlık için gayrimenkul alanlar, 1,8 milyar doları da doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişidir. 1,8 milyar dolar sermaye girişi de Türkiye de mavcut yabancı yatırım şirketlerinin sermaye artışı ve amortisman harcamaları için getirdi paradır.

2022 yılı cari açığının yüzde 50’si, kaynağı belli olmayan döviz girişi (Net hata ve noksan) kaleminden karşılanmıştır.

Bu kadar net hata ve noksan bildiğimiz muhasebe işlemlerinden kaynaklanmaz. Siyasi tartışmalarda hükümet cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumuyor şeklinde iddialar var. Kara para günü kurtarır, bu günkü açığı kapatır ve fakat ekonomiye lonulan bir bombadır. Yerli ve yabancı sermaye kaçar. Yatırım yapılmaz.

Yine; 2022 portföy yatırımlarında net çıkış 13,4 milyar dolar oldu.(Aşağıdaki tablo)

Elbette hepmizin aklı depremdedir. Ancak önlem almaz isek dış açıklar deprem maliyetine üstüne biner.

Cari açığın iki önemli nedeni var;

Birisi, Rusya ve Çin ithalat kartelidir. TÜİK verilerine göre; 2022 yılında Rusya ve Çine karşı 87,5 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz.  Bu iki ülkeley kota ve vergi getirmek gerekir. Zira Bu kadar yüksek dış ticaret açığı sürdürülemez. Geçen yazımda yayınladığım aşağıdaki tabloyu yeniden veriyorum. Okuyucunun bu tabloyu iyi değerlenidirmesi gerekiyor. Eksen kaymasının Türkiye’yi nereye götüreceğini  gösteriyor.

İkincisi; Üretimde genel olarak yüzde 40 dolayında, ihracat malı üretiminde yüzde 80’ dolayında , ithal girdi kullanmamız, dış açığa neden oluyor. Üretimde ithal girdi payını azaltmak için de, geçici süre ithal ikamesi politikaları uygulanması ve devletinde üretime katılması gerekir.

Sonuç olarak  dış  açıkları , her ne pahasına olursa olsun kaynağı belirsiz döviz girişleri ile çözmenin ekonomik maliyeti, bu  açıklardan daha fazla risk getirdi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir