AKP hükümeti, bütçe açıklarını gizliyor..
Merkezi devletin yapması gereken birçok hizmeti , AKP’li belediyelere yaptırıyor.. Belediyeler bu hizmetleri yaparken ya borçlanıyor veya kamu kurumlarına olan borçlarını ödemiyor. Örneğin, Ankara Büyük Şehir Belediyesi BOTAŞ’ a olan borcunun bir milyar YTL yakın olduğu açıklandı. Gerçekte bütçe açığına bu borcu da ilave etmek gerekir.
Yine merkezi hükümetin görev verdiği ve bu nedenle görev zararı oluşan , Türkiye şeker fabrikaları A.Ş , Toprak mahsulleri A.Ş nin ve KÖYDES’in (2006 yılında 2 milyar YTL ) görev zararlarını, merkezi devletin bütçe açıklarına ilave etmek gerekir.
TEDAŞ’ a özelleştirme gelirlerinden doğrudan doğruya 1.5 milyar YTL ödendi.. Yani kamu açığı halkın gözünden kaçırıldı..
Özelleştirme gerekçesinde, siyasi iktidar ve IMF, KİT’lerde istihdam fazlası olduğunu, bu nedenle maliyetlerin yüksek olduğunu öne sürüyordu.
Özelleştirme ile maliyetlerin ve ürün fiyatlarının düşeceği iddia ediliyordu..Tersine özelleşme sonucu ürün fiyatları arttı (en son örneği Telekom.)
Yani özelleştirmede AKP iktidarı sağ gösterdi, sol vurdu..
Özelleşen KİT’lerde üretim artışı olmadı.. Ürün fiyatları arttı..
İstihdam geriledi.. Tüketici zararlı çıktı..
Birçok özelleşen KİT’ in makineleri söküldü.. Arazileri satıldı.
Örnek Manisa et ve tavuk kombinası.. örnek Kars süt fabrikası ..
Halkın malı KİT’ler peşkeş çekildi.. Manisa Sümerbank Mensucat 751 bin dolara satıldı.. Alanlar yalnızca arazisini 13 milyon 750 bin dolara sattılar.
Yargı TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76 ‘sının el altından Ofer’e satışını bozdu.
Bütün bunların faturası vatandaşa çıktı…
Bir yemek masasında ben bunları anlatırken avukat Erbaşar Özsoy : ‘’Vay be .. Desene bu iş zabonun fırıldağını da geçti’’ dedi..
Erbaşar Özsoy , Erzurumun Şenkale ilçesindendir.. Ankara’da ve istanbul’da avukatlık yapıyor.. CHP parti meclisi üyesidir..
‘’Zabo’nun fırıldağı da ne ? ‘’diye sorunca anlattı..
Şenkaya ‘da Belediye zabıta memurluğu yapan bir vatandaşı, halk kısa olarak Zabo diye çağırıyormuş..
Zabo bir gün İstanbul a gelmiş… Arkadaşları kumarhaneye götürmüşler.. Zabo kumarhanede rulet masasını görür- görmez aklına tak demiş.. Kendi kendine, “ben bu işten para kazanırım” demiş..
Erzurum’a döner- dönmez, evdeki peşğunu almış ..( Peşğun yerde yemek yemeğe yarayan yuvarlak ve ayakları kısa olan yer masasına yörede verilen isimdir. ) Peşğunu ortasından delmiş .. Yuvarlak bir sopa geçirmiş .. Bir de faliyeden bir ok yapmış.. ( Faliye de yine o yörede sacın incesine deniliyor..) Peşğunun dörtte birini siyaha boyamış.. kalan kısmını eşit şekilde 8 parçaya bölmüş ..Bu sekiz parçanın dördünü kırmızıya , dördünü sarıya boyamış..
Zabo Çarşıya ( Pazar yerine) çıkmış.. Çarşıda ‘’basan kazanıyor’’ diye bağırmaya başlamış..
Sarıya basan, siyah ve kırmızı gelince kaybediyor.. Kırmızıya basan sarı ve siyah gelince kaybediyor.. Zabo bazen de kaybediyor.. Ancak Zabo’ nun kazanma ihtimali her zaman oynayanının iki katı oluyor.. Halk zabo’ya epey para kaptırdıktan sonra , aynayı- konyayı anlamış.. Ancak geç olmuş.. Zabo paraları toplamış.
Ondan sonra halk dalavere denilince Zabo’ nun fırıldağını örnek vermeye başlamış.. Kendine fırıldak yapanlara, “senin yaptığın zabo’nun fırıldağını da geçti” demeye başlamış..
Zabonun fırıldağı bugün de var.. Bir farkı , şimdi organize yapılıyor.