Yumuşak Karnımız = Döviz

Cuma günü mevduat sahipleri bankalardaki kendi hesaplarından istedikleri kadar döviz çekemedi. Ayrıca, döviz alış ve satış fiyatları arasında fark arttı.  Dahası banka ile piyasanın döviz alış fiyatları da farklıydı. Söz gelimi Cuma günü;

  • Bankalar ile piyasa arasında kur farkı oluştu: Bankalar dolar alış =19,5647; piyasa dolar alış = 21,073; fark = yüzde 7,7 oldu.
  • Bankalar dolar alış ve satış fiyat farkı arttı; bankalar dolar alış = 19,5647; bankalar dolar satış = 21,5950; fark = yüzde 10,4

İşin özeti dövizde ikili piyasa oluştu. Eğer dalgalı kur sistemi olmasaydı, adı karaborsa olurdu.

Türkiye’nin ilk elde yeni bir program yaparak, döviz sorununu çözmesi gerekiyor. 

Merkez Bankası ocak-Mart 3 aylık ödemeler bilançosunu açıkladı. Bu açıklamaya göre ocak-Mart döneminde;

1- 2022 yılı ilk üç ayında 17,8 milyar dolar olan cari açık, bu sene 23 milyar 591 milyon dolara yükseldi.

2- Gayrimenkul hariç, doğrudan yabancı yatırım sermayesinde 484 milyar dolar çıkış oldu.

3- Yabancıya 1 milyar, 373 milyon dolarlık gayrimenkul satıldı.

4- Portföy yatırımlarında 303 milyon dolarlık çıkış oldu. (Portföy yatırımları içinde nakit paraaltındöviz, vadeli mevduat, tahvilhisse senedi(borsa) ve hazine bonosu yer alır.) 

5- Net hata ve noksan kaleminde, nereden oluştuğu bilinmeyen 800 milyon dolarlık net çıkış oldu. 2022 yılında tam tersi, 25 milyar 545 milyon dolarlık nereden geldiği bilinmeyen döviz girişi olmuştu. 2022 yılında giren bu döviz seçim yılı öncesinde kara para aklama nedeniyle giren döviz olabilir.

6- Merkez Bankası Rezervleri, 14 milyar 282 milyon dolar azaldı.

Cari açık bir ülkenin kaynak kaybıdır. 2003 yılından 2023 Mart ayına kadar, 697 milyar 436 milyon kadar cari açık verdik. 

Cari açığın iki temel nedeni var. Birisi üretimde ithal girdi payını yüksek olması; İkincisi Rusya ve Çin ithalat lobisi. 

Türkiye dış açıkların yarıdan çoğunu, 2022 de yüzde 80’ini, Rusya ve Çin’e karşı veriyor. 2022 yılında bu açık 86 milyar dolar oldu. Eğer Türkiye Rusya ve Çin’e kota getirir, ithalatını yarı yarıya azaltırsa zaten başka bir önleme gerek kalmadan cari açığı kalmaz. Sonrasında orta ve uzun dönemde, üretimde ithal girdi payını düşürebilir.

Cari açığın finansmanı dış borçlar yapılıyor. Türkiye doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişini teşvik ederse ve giriş olursa, ithalatın finansmanı daha kolay ve dış borçlanma olmadan yapılabilir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir