YOKSULLUK SUÇ VE BAŞKALIDIRININ BAŞLICA NEDENİDİR

göre, Türkiye OECD ülkeleri içinde gelir dağılımı en bozuk sondan üçüncü ülkedir. Bizden sonra Meksika ve Şili geliyor. 34 OECD ülkesi içinde gelir dağılımı en düzgün ülke İzlanda, onu da Slovenya ve Norveç takip ediyor.

ABD’ de gelir dağılımı bozuk ülkeler içinde yer alıyor. Ancak ABD’ de gelir dağılımı bozuk olmasına rağmen, fert başına Milli Gelir yüksek olduğu için, en düşük gelir sahibi bile hayatını idame ettirebiliyor.

Türkiye de gelir dağılımının giderek bozulmasına iki temel nedeni var… Birisi… İşçi ve memura yalnızca enflasyon kadar zam yapılıyor. Büyümeden pay verilmiyor…

 

 

Büyümeden pay alan üretim faktörleri sahipleri daha zenginleşiyor.  Memur ve İşçi yerinde sayıyor. Gerçekte ise Milli gelirde reel artış olan büyümeye işçi ve memur da katkı yapıyor.

OECD ÜLKELERİNDE GELİR DAĞILIMI EŞİTSİZLİĞİ

Gelir Dağılımı En İyi Beş Ülke

Gini Kat Sayısı

Gelir Dağılımı En Kötü Beş Ülke

Gini Kat Sayısı

İzlanda

0,244

İsrail

0,376

Slovenya

0,246

ABD

0,38

Norveç

0,249

Türkiye

0,411

Danimarka

0,252

Meksika

0,466

Çek Cumh.

0,256

Şili

0,501

 

Gelir dağılımının bozulması, zengin –fakir farkının açılması, bizde ‘’Biri yer, biri bakar… Kıyamet ondan kopar .’’ şeklinde atasözü olmuştur.

Gelir dağılımı sorunu insanlık tarihi kadar eski bir sosyal sorundur. Aristo ”Yoksulluk suç ve başkaldırının başlıca nedenidir” demiştir.

Hindistan Dünyada Sosyal Kastlaşmanın en yoğun olduğu ülkedir. Sosyal kastlaşmanın olduğu toplumlarda, halk sınıflara ayrılmıştır. Sınıf atlamak çok zordur. Örneğin hamalın oğlu hamal kalmaktadır. Duvarcının oğlu da duvarcı olarak kalmaktadır.

Etiopya ve Srilanka da dünyada çocuk ölümlerinin en çok yaşandığı iki ülkedir. Örneğin Etiopya’da çocuk ölüm oranı binde 120’dir. Ve Fakirlik ve yokluğun çözümü için Birleşmiş Milletlerin de en çok ilgilendiği ülkedir.

Etiopya ve Srilanka’da ki yoksullar bizden daha yoksuldur. Yahut bizdeki zenginler Etiopya‘daki zenginlerden daha zengindir. Ancak bu aynı zamanda zengin-fakir farkının daha yüksek olması anlamına gelmektedir.

Zaten asıl sorun da budur.

Yaşamakta olduğumuz yolsuzluk, hırsızlık, kap-kaç ve terör olayları gelir dağılımındaki aşırı bozulmanın ve zengin-fakir arasındaki uçurumun gerçek boyutunu gösteriyor.

Uygulanmakta olan kısa vadeli politikalar, işsizliği ve fakirliği tırmandırıyor…  Sağlık gibi alanlarda halen yine kamu hizmetlerinin aksaması gelir dağılımındaki bozukluğundan bunalanları daha da huzursuz yapıyor. Beş dakikalık muayene için sabah beşte kuyruğa girenlerin çektikleri, ameliyat için 6 ay sonrasına gün alanların ıstırapları yalnızca fakirleri değil, tüm toplumu rahatsız ediyor.

Fakirlik sorunu görmezlikten gelmek, çözüm yolunu tıkar… Türkiye’nin gelir dağılımında adalet politikası olması gerekir. Elbette hiçbir toplumda gelir dağılımında mutlak eşitlik gerçekleşmez. Önemli olan gelir dağılımındaki bozukluğun toplum vicdanını rahatsız edecek boyutlara yükselmesini önlemektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir