YENİ DÜNYA DÜZENİNDE TÜRKİYE’NİN YERİ

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, İtalya’nın, yüksek dereceli (Aa2) olan devlet tahvili kredi notunu üç basamak birden düşürerek orta üst sınıfa (A2) indirdi… Kredi not görünümünü ise “negatif” olarak belirledi. İtalya’nın kamu borcu 1 trilyon 920 milyar Euro’dur.  Bu borcun Gayri Safi Yurt İçi Hasılada payı yüzde 120’dir.

 

 

 

Birkaç yıldır Yunanistan nasıl kurtulur tartışması yapan bazı medya eminim ki şimdi de İtalya’yı kurtarma derdine düşecektir. 

 

Türkiye’de her şeyi güllük gülistanlık gösterenler, Türkiye’nin kredi notunun Ba2 olduğunu, yani İtalya’nın kredi notundan 6 derece daha düşük olduğunu ve bu notun anlamının da “yatırım yapılamaz” olduğunu unutuyorlar. Kaldı ki, Borç yükü kadar bir ülkenin borç ödeme kapasitesi de önemlidir.

Söz gelimi, ABD’nin devlet borcu 14 trilyon 580 milyar dolardır. Ancak bu borcun GSYH oranı yüzde 100 dür ve İtalya’dan düşüktür. Ayrıca dış borçları da kendi parasıyla ödüyor.

Türkiye’nin bütçe açıkları azaldı ve fakat dış açıkları arttı. Cari açıkları nedeniyle, dış borçları da arttı. Geçen sene ikinci çeyrekte 294 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borç stoku bu sene 310 milyar dolara yükseldi.

Döviz fazlası olmayan tersine cari açığı yüksek olan bir ülke için 310 milyar dolar dış borç, yüksektir. Öte yandan 100 milyar doları geçen kısa vadeli yabancı sermaye de, bir nevi kısa vadeli dış borçtur.

 

Döviz ve borç tablosu devamlı aleyhte gelişiyor. Türkiye’nin döviz pozisyonu açığı 360 milyar dolardır. Cari açık bu yıl 80 milyar doları geçiyor. Kur artışı aramalı ve hammadde ithalatını düşürecektir. Ancak bunun için ithal aramalı ve hammadde yerine içerde üretime geçmek gerekir. Bu da zaman alır. Bu nedenle cari açık bir süre daha devam edecektir. Kaldı ki yılda 10 -15 milyar dolarda Türkiye’den yabancılar dışarıya faiz ve kâr transfer ediyor. Bu transfer de cari açığı artırıyor.

 

İktisadi faaliyetin daralması büyüme oranının düşmesi demektir. Bu nedenle cari açık düşer… Ancak düşük büyüme veya durgunluk, dış borç ödeme kapasitesini de düşürür… Dış talepte düşme varken, içeride de talep azalması, sorunu durgunluk noktasına taşıyacaktır.

 

Dünya spekülatif sermayenin dünyayı teslim alması şeklinde çalışan bu düzenin, sürdürülmez olduğunu anladı. Geçen hafta New York’ta finans şirketlerini protesto etmek, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri kınamak için bir araya gelen ve Brooklyn köprüsünü kapatan Aktivistleri önemsemek gerekir. ABD’nin bir yandan raiting notu düşerken, bir yandan da halkın sokağa çıkması, yeni dünya düzeni talebidir. ABD’de herkes, politikayı ve piyasayı Musevi olanların kontrol ettiğini biliyor. Protestoların odağında da Museviler var.

 

Türkiye’nin artık sürekli kendini övmeyi bırakıp, değişmesi kaçınılmaz yeni dünya düzeninde yeni politikalar üretmesi gerekir. Rahmetli İsmet İnönü siyasi amaçlı olarak “yeni dünya kurulur, bizde yerimizi alırız” demişti. Şimdi ekonomide yeni bir dünya düzeninde daha iyi bir yer pozisyonda olmaya çalışmalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir