YATIRIM YAPILABİLİR STATÜMÜZÜ NEDEN KAYBETTİK? (I)

Moody’s Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun, “Baa3″ten “Ba1″e düşürünce, Türkiye “yatırım yapılabilir” ülke statüsünü de kaybetmiş oldu. Tepki olarak Borsa düştü, dolar ve altın ise arttı.

 

Mody’s in ülke kredi notunu düşürmesinin bu defa özel bir önemi var.  Zira Uluslararası doğrudan yabancı yatırım sermayesi, dünyada mevcut üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun not seviyesini dikkate alarak hareket ediyor. Bu üç kuruluştan en az ikisinin ülke notunun ‘’ yatırım yapılabilir statüde  ‘’olması gerekir. Dünyada büyük emeklilik fonlarının yönergelerinde özellikle bu husus yazılıdır.

 

Standart and poor’s önceden ülke kredi notumuzu yatırım yapılamaz- spekülatif, seviyesine, indirmişti. Moody’s de indirdikten sonra geriye yatırım yapılabilir seviye olarak yalnızca Fitch’in notu kaldı.(Aşağıdaki tablo )

 

 

 

 

 

                               

                                TÜRKİYE’NİN ÜLKE NOTU 

 

REYTİNG KURULUŞU

 

ÜLKE NOTU

 

VASFI

 

TÜRKİYE’NİN ÖNCEKİ NOTU

 

STANDART AND POOR’S

 

BB (NEGATİF)

 

YATIRIM YAPILAMAZ SPEKÜLATİF

 

BB + (DURAĞAN)

 

MOODY’S

 

      Ba 1 (DURAĞAN)

 

YATIRIM YAPILAMAZ SPEKÜLATİF

 

Baa3 (NEGATİF)

 

FİTCH

 

    BBB -(NEGATİF)

 

YATIRIM YAPILBİLİR EN ALT SINIF

 

BBB – (DURAĞAN)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Moody’s in Ülke notumuzu düşürmesinin siyasi ve ekonomik anlamda tartışılması devam edecektir.

 

Başbakan ve bazı hükümet üyeleri, olayın siyasi olduğunu öne sürmektedir. CHP sözcüsü de neden olarak ‘’ arka planda bozulan Türkiye –ABD ilişkileri oldu ‘’ğunu söyledi ve kararın salt ekonomik parametrelerden ziyade, siyasi kaygılarla alındığını öne sürdü.

 

Gerçekte ise Derecelendirme kuruluşları siyasi kararlardan uzak durmak zorundadır. Zira bu kuruluşlara para verenler en az bizim kadar hassas davranırlar. Siyasi kasıtla verilen kararlar, söz konusu fonların kazancını etkiler. Bu durumda kendilerini yanlış yönlendiren raiting kuruluşlarına güvenmez ve ilişkilerini keserler.

 

En akıllı tepkiyi Başbakan Yardımcısı Mehmet gösterdi ve

Başbakan Yardımcısı Şimşek “Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır’’ dedi.

 

Ekonomide doğru karar ve doğru çözüm için önce doğru tespit yapmak gerekir. Bir derecelendirme kurumu için siyasi kasıtla karar aldı dersek, doğru çözüm bulamayız. İktidarın tepkisi belki kısmen anlaşılır ve fakat CHP sözcüsünün olaya siyasi demesi, anlaşılır gibi değildir.

Daha rasyonel bir yorum yapabilmek için bu kuruluşların ne olduğunu, uluslararası piyasada etkilerini iyi bilmek gerekiyor.

1)Kredi derecelendirme kuruluşları ülkeler ve şirketler, Yabancı sermaye çekebilmek ve daha kolay kredi alabilmek için, kendi istekleri ile kredi derecelendirme kuruluşlarıyla bir değerlendirme anlaşması yapıyorlar. Bazı ülkeler için, bu kuruluşlarla anlaşmaları olmamasına rağmen küresel çapta yatırım yapan şirketlerin isteği ile not değerlendirmesi yapılabiliyor.

2) Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bir ülkenin kredi notunu belirlerken, ülke ekonomisinin kırılganlığı, büyüme potansiyeli, ekonomik istikrar, ülke liderlerinin durumu, dış politika gelişmeleri, siyasi gündemdeki riskler, Merkez Bankası’nın bağımsızlık derecesi gibi değerlendirmelere bakarak karar verirler.

3) Uluslararası sermaye ve fonlar üç büyük derecelendirme kurumunu dikkate alıyor. Bu üç şirketin oligopolü dünyada hükümetler ve şirketler tarafından sert eleştirilere neden oluyor.  O zaman Birleşmiş Milletler ve uluslararası sermaye organizasyonları, herkesin kabul edebileceği IMF gibi, daha farklı etkili ve tarafsız bir organizasyon çalışması yapabilir.

(Yarın: Türkiye’nin notu neden düştü?)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir