Piyasa ekonomisinde, rekabeti engelleyecek olan tekelleşmeyi veya spekülasyonu yasaklamak kamu yararınadır… Bu gibi yasaklardan etkilenecek olanlar yalnızca Tekelden veya spekülasyondan fahiş kazanç sağlayan birkaç kişidir.
Buna karşılık rekabet kurallarını bozacak yasaklardan tüm toplum etkilenir… Zarar görür…
Rekabet kurallarından dan birisi de “şeffaflık”tır… Bu şeffaflık bankacılık sektörü için daha önemlidir… Çünkü Bankacılık imtiyazı toplum adına devletin verdiği bir imtiyazdır… Bu nedenle kamunun ne olup bittiğini takip etmesi gerekir… Ayrıca ve daha önemlisi, bankalar piyasayı yönlendiren kurumlardır… Bir bankanın yanlışı, bizim gibi çok kırılgan piyasalarda, tüm piyasayı olumsuz etkiler. Eğer bankacılık sektörü şeffaf değilse, halk gerekli önlemleri alamaz…
İnsanlar kendini koruyamaz…
Bankacılık sektörünün sorunları bu kadarla da kalmıyor… Örneğin Türkiye’de krizden önce sayısı 90’lara ulaşan ve ihtiyaçtan çok fazla dağıtılan banka imtiyazlarını kim dağıttı? Kimler bu yoldan siyasi çıkar sağladı? Bu hususların da herkes tarafından bilinmesi gerekir…
Bankaların şeffaf olması gerektiği konusunda taa 1984 yıllarında ve o yıllar tirajı 1 milyona ulaşan “Günaydın” gazetesi tarafından bir kampanya açılmıştı… Aradan 18 yıl geçti. Şimdi BDDK dolaylı yoldan şeffaflığı önleyici yasaklar getirmeye kalkıyor…
Her gelen yasak, yönetimin beceriksizliğini gösterir… Bunun tarihte çok örneğini yaşadık… Demokrat parti, parti çoğunluğuna dayanarak muhalefeti susturmak istedi… Sonuç ihtilale kadar gitti.
Hazine krizden önce bankaların sorunlarını, denetim raporlarını hasır altı etti… Bu topluma 50 milyar dolara mal oldu… Hasır altı edenlere bir şey olmadı.
Bankacılık sektörü “zor durumda” demekle banka batmaz… Eğer gerçekten zor durumda bir banka varsa, bunun günahı eskiden hazinedeydi… Şimdi BDDK’dadır. BDDK görevini yaparsa, bankaları zamanında kontrol ederse, hiçbir banka batmaz… BDDK bankanın kötü yönetildiğini tesbit edebilirse, zamanında önlem alır… Kimseye zarar gelmez… Buna karşılık işi yasağa bağlarsa, topluma zarar vermiş olur…
Zira, işletmeler, uzmanlar bankaların durumunu, bankacılık sektörünü yakından takip ediyor… Durumu biliyor… Bizim gibiler ise halkı aydınlatıyor… Eğer gerçeği yazmazsak, halka karşı haksız rekabet ortaya çıkar… Durumu bilenler tedbirlerini alır… Okkanın altına yine millet girer.
Kaldı ki, temmuz ayında mevduata sınırsız devlet güvencesi kalkıyor… Bankalar rekabete açılıyor iken, bankalar hakkında konuşmaya sınır getirmenin hiçbir mantığı yoktur..