YAPISAL SORUNLAR VE ENFLASYON

Merkez Bankası’nın yaptığı son beklenti anketine göre bu sene yılsonunda enflasyon beklentisi yüzde 8.17 çıkıyor. Aslında yüzde 8 oranındaki bir enflasyon da istikrarsızlık demektir. Daha da yüksek çift haneli de olabilir.
Enflasyon 2009 yılında krizin etkisiyle yüzde 5’lere kadar geriledi. Ancak krizden çıkışla yeniden artmaya başladı. Aslında, 2004 Nisan ayından beri, 6 yıldır yüzde 10’lar seviyesinde kronikleşti.

Enflasyon, arz- talep dengesinin bozulması ile oluşan bir süreçtir. Enflasyonu bir defalık vergi artışları veya bazı aylardaki arızi fiyat artışları ile izah etmek yanlıştır.

Kronik yapı kazanan bu enflasyonu, mevcut günübirlik politikalarla çözemeyiz. Veya tek başına para politikası ile de çözemeyiz. Enflasyon için önce yapısal sorunları çözmek gerekir.

Ekonomide yapısal sorunlar, tarım-sanayi ve hizmetler dengesinin bozulması, reel sektör-finans sektörü dengesinin bozulması, tasarruf-yatırım oranı dengelerinin bozulması, Devlet- piyasa dengesinin bozulması ve gelir dağılımının bozulması gibi sorunlardır.

Bu sorunların çözülmesi zaman ve disiplinli politikalar gerektirir.
1) Reel sektör – finans sektörü arasındaki dengeyi, yeniden kurmak ve finans sektörünün reel sektörü temsil edebilmesi için sermaye piyasasının ve bankacılık sektörünün yeniden yapılanması, bu piyasalardaki spekülatif kârları ve istismarları önlemek gerekir.
Örneğin sıcak paranın vergi, karşılık ve işlem harcı gibi önlemlerle kontrol edilmesi, bankacılıkta yabancı sermayeye sınır getirilmesi, bankacıların medya kurması ve tüketiciyi yanlış yönlendirmesi önlenmelidir.

2) Kamu malları ve kaynakları etkin kullanılmalıdır. Bu çerçevede,
* Yolsuzluklar önlenmelidir. Zira yolsuzluklar kamuda mal ve hizmet maliyetlerinde verimliliğin düşmesine ve maliyetlerin artmasına neden oluyor.
* Bürokrasi siyasi etkiden kurtarılmalı,
*  Bütçe açıkları düşürülmelidir. 
* Devlette, yetki ve sorumluklar yeniden tarif edilmeli ve kamu yönetiminde reform yapılmalıdır.

3) Piyasada rekabetin önü açılmalıdır. 
* Siyasi iktidarın yandaşlarına devlet imtiyazları ve verilen devlet imkanları ile Sabah gazetesinin satışında kamu bankaları tarafından verilen yüksek krediler, piyasada haksız rekabet yaratıyor. Piyasa düzenini bozuyor. Bu gibi uygulamalar yasa ile önlenmelidir.
* Doğal tekellerin, kamu altyapı yatırımlarının, blok satış yoluyla, yabancılara ve yerli yandaşlara verilmesi, piyasada haksız rekabet yarattı. Bu tür özelleştirme durmalıdır.
* Piyasada birçok sektörde oligopol yapı var. Teşvik ve yönlendirme ile bu oligopol yapılar kaldırılmalıdır.
* Gelir dağılımının bozuk olması, üretimi de etkiliyor. İşletmeler kitlesel üretim yerine, daha lüks ve fakat kârlılığı daha yüksek üretime öncelik veriyorlar. Sanayi düşük kapasitede çalışıyor. Bu nedenle üretim maliyetleri artıyor. Gelir dağılımının iyileşmesi için kamuda çalışanların refahını artırmak, çiftçiye ve esnafa destekleri artırmak gerekir.
* Düşük kur ithal mallara karşı yerli üretimde haksız rekabet yaratıyor. MB reel kuru da gözetecek bir yapıya kavuşturulmalı.
* Terörle mücadelede oy kaygısı gözetilmeden inandırıcı adımlar atılmalıdır.
* Başbakan, piyasaları germekten vazgeçmelidir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir