Eğer Ekonomide yangının söndüğüne inanıyorsak, artık kısa vadeli politikaları kinci plana alıp, uzun vadeli politikalara dönmemiz gerekiyor.
Ekonomide finans tuzağından kurtulup, üretim… İstihdam… Ve Gelir dağılımı… Politikalarına ağırlık vermeliyiz.
Politika değiştirmek, aynı zamanda istikrar konusunda kararlı olduğunuzu da gösterecektir… Zira kısa vadeli günübirlik politikalar, iktisadi ajanların daha uzun vadeli bakmasını önlüyor… Güven ortamı oluşmuyor…
Bu hususlarda yabancı sermaye “Barometre” gibi çalışmaktadır. Yabancı sermaye kısa vadeli (bir kısmı sıcak para) gayrimenkul alımı ve uzun vadeli yatırım sermayesi olarak gelir…
Uzun vadeli yabancı yatırım sermayenin girişi yalnızca kaynak, ihtiyacı açısından değerlendirmek yetmez. Yabancı sermaye girişi aynı zamanda güven imajı oluşturur.
Yabancı sermaye güven ortamının, yatırım ortamının oluştuğu risklerin az olduğu ülkelere gider… Kısa vadeli politikaların ağırlıklı olduğu ve IMF’nin olduğu ülkelere gitmez.. Çünkü IMF’nin mevcut olması istikrarsızlığın devam ettiğini gösterir…İstikrarsızlık imajı verir..
Bu nedenledir ki Türkiye’ye kısa vadeli yabancı sermaye girişi var… Ancak uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi girişi yoktur…
2004 yılında Dünya’da mevcut 612 milyar dolar doğrudan yabancı yatırımın yüzde 41’i yani 255 milyar dolar da gelişmekte olan ülkelere gitti… Türkiye’ye bu 225 milyar dolardan yalnızca 1 milyar dolar geldi.
Doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmesi, aynı zamanda ülkenin kredibilitesini de artıracaktır. Başka bir ifade ile Türkiye daha düşük faizle, daha ucuz dış kaynak bulacaktır…
Yine doğrudan yabancı yatırım sermayesinin girmesi, sabit sermaye yatırımlarının da artmasına yardımcı olacaktır… Zira sabit sermaye yatırımlarının GSMH’ye oranı kriz öncesine göre çok geriledi… Örneğin 1998’de bu oran 24.6 iken 2004’te yüzde 18 dolaylarında oldu…
Yabancı sermaye çoğu defa yerli sermayeyle ortak yatırım yapıyor… Yabancı sermayeli yatırımlar, yan sanayinin de artmasını sağlıyor… Bu nedenlerle, uzun vadeli yabancı yatırım sermayesinin girmesi, sabit sermaye yatırımlarının artmasına da imkan vermektedir.
Türkiye deneyimi bize şunu gösteriyor… Yabancı yatırım sermayesini çekmek için mevzuatı değiştirmek… Bürokrasiyi kolaylaştırmak yeterli olmuyor…
Çözüm uzun vadeli yapısal dönüşüm programı hazırlamak, bu programı uygulamaya koymak ve bir an önce IMF’den kurtulmaktır.