Ekonomiye penbe gözlükle bakmak isteyenler ,’’Türkiye ye oluk gibi para geliyor.. Dünyada gelişmekte olan ülkelere giden yabancı sermayenin yüzde onu Türkiye ye geliyor… Daha ne istiyorsunuz ? ‘’diye soruyorlar.
Yabancı yatırım sermayesine kimse itiraz etmez.. Ancak eğer gelen sıcak para ise , eğer gelen elini taşın altına sokmayan fırsatçı sermaye ise , bu tür sermaye gelmese daha iyi olur.
Giren yabancı sermayeyi üçe ayırmak gerekir :
- Doğrudan yabancı yatırım sermayesi…
- Varlık satışıyla gelen yabancı sermaye …
- Kısa vadeli sermaye ( sıcak para )
Bu üç çeşit yabancı sermayenin de ekonomik etkileri farklıdır.
81 MİLYAR DOLAR SICAK PARA
Sıcak para 80 milyar dolara ulaştı.. Bu para bize ne getirdi ?
- Sıcak para kaçmasın ve yenisi gelsin diye faizler yüksek tutuluyor..
- Sıcak para girişi döviz arzını artırıyor.. Kurlar düşük kalıyor.. YTL değerleniyor.. Bu nedenle cari açık artıyor..
- Gelen sıcak para, faiz ve kur yoluyla kendisini yarattığı cari açığı kapamada kullanılıyor..
- Üstelik sıcak para kalıcı değil.. Piyasalarda kırılganlık yaratıyor..
- Yine sıcak para yüksek faiz ve gelir sağlayarak , kaynaklarımızın yurt dışına çıkmasına neden oluyor..
Sıcak paradan yabancı ciddi yatırımcı da rahatsız oluyor. Seçim öncesi durum daha kritik oldu. Bu nedenle sıcak para AKP ‘nin seçimden sonra yeni siyasi iktidarın kucağına bıraktığı bir saatli bombadır. Sıcak parayı yumuşak in,işle çözmeden başka bir yol yoktur.
DOĞRUDAN YATIRIM YAPMAK İÇİN GELEN YOK ..
Gelelim , doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişine..
Aşağıdaki tablo, hazine müsteşarlığının , uluslar arası doğrudan yatırım verileri bülteninden alınarak yüzdesi hesaplanmıştır.
Türkiye ye 2006 yılında çok yüksek yabancı sermaye girişi olmuştur..Bir yılda giren doğrudan net yabancı sermaye girişi 17 milyar 446 milyon dolar oldu.
Ne var ki , bu sermayenin yalnızca yüzde 8 ‘i üretim ve istihdam yaratacak sektör olan imalat sanayine gelmiş.
En yüksek giriş, banka satışları nedeniyle olmuş.. Mali aracı kuruluşların faaliyetleri nedeniyle giren sermaye , toplam
Yabancı sermaye girişinin yüzde 40’ ı olmuştur.
Yine Ulaştırma ve haberleşme için gelen sermeyenin de özelleştirme ve şirket satışları için geldiği anlaşılıyor..
Siyasi iktidar , özelleştirme satışları , Banka satışları , şirket satışları ve varlık satışları yoluyla gelen yabancı sermaye ile sıfırdan yatırım yapmak için gelen yabancı sermayeyi aynı kefeye koyuyor.
Oysaki , varlık satışı yoluyla gelen yabancı sermayenin yatırım stokuna bir katkısı olmuyor. Mevcut yatırım stoku el değiştirmiş oluyor. Şimdiden sonra bu yatırımların karını da kaybetmiş olcağız. Alan sermaye dışarıya götürecek. Yatırımın eski sahibi de aldığı parayla zaten yeni yatırım yapmıyor.
Doğrudan yatırım yapacak yabancı sermaye , ülke riskini de paylaşıyor. Cari açığını bu gibi yabancı sermaye ile kapatılması , üretim ve büyümeye katkı yapacağı için , cari açığın kaybını telafi edecektir. Ancak Sıcak para stokunun ve cari açığın bu kadar yüksek olduğu ülkeye , elini taşın altına koyacak ciddi sermaye gelmiyor.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM SERMAYESİNİN SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI
|
Yüzde |
Tarım,Arıcılık,Ormancılık ,Balıkçılık |
0,0 |
Madencilik ve taşocakçılığı |
0.7 |
İmalat Sanayi |
8,0 |
Elektrik – Gaz – Su |
0,6 |
İnşaat |
3.0 |
Toptan ve parekende Tic. |
8,6 |
Otelller , Lokantalar |
0,2 |
Ulaştırma-Haberleşme |
36,1 |
Mali aracı kuruluşlar |
40,1 |
Gayrimenkul kiralama |
0,5 |
Sosyal ve kişisel hizmetler |
2.1 |