Merkez Bankası’nın bağımsız olmasını herkes gibi biz de yıllarca savunduk. Bugün anladık ki her şey insana bağlıymış.. Merkez Bankası’nı yönetenlere bağlıymış. Merkez Bankası Başkanı’na bağlıymış.
Merkez Bankası Başkanı, 2007 para ve kur politikasını açıklarken, ‘’YTL namusumuz ‘’ diyor..
Siz hiç ABD Merkez Bankası FED’in Başkanı’nın , ‘’Dolar bizim namusumuz ‘’dediğini duydunuz mu?
Elbette, başkan namus olarak enflasyonu kastediyor. Ancak Merkez Bankası’nın asıl namusu ‘’Enflasyon hedeflemesidir‘’.
Enflasyon hedeflemesi, Merkez Bankası’nın kamuoyuna, piyasalara ve tüm dünyaya bir taahhüdüdür. Bunun içindir ki enflasyon hedeflemesi uygulamış ülkeler, enflasyonu yapısal çözümlerle önce tek haneye indiriyor. Sonra enflasyon hedeflemesini ilan ediyorlar.
Bizde ekonomik istikrar için, yapısal çözümler hiçbir zaman devreye girmedi. Hiçbir zaman istikrar programları içinde yer almadı. IMF ve
Kemal Derviş’in hazırladığı ve bugünkü hükümetin sarıldığı program, tamamıyla bankaları kurtarma operasyonudur. Ve yapısal çözümler içermiyor.
Yapısal çözümler, ekonomideki tarım, sanayi ve hizmetler sektörleri arasında optimal dengenin sağlanması, finans sektörü ile reel sektör arasındaki dengenin sağlanması, İstihdam dengesi, piyasadaki oligopol yapının kaldırılması ve rekabet şartlarının iyileştirilmesi gibi çözümlerdir.
Bizde MB kurları baskı altında tutup, YTL ‘yi değerli kılarak enflasyonu düşürdü. Mayıs ve haziran aylarında kur arttı. Enflasyon da arttı.
Merkez Bankası’nın asıl namusu, taahhüt ettiği enflasyon hedeflemesidir. Bu hedef yüzde 5 iken ve en fazla 2 puan sapacağı taahhüt edilmişken, yüzde 10 oldu.. Demek ki namus gitti.
Ayrıca, Merkez Bankası bu sene enflasyon hedefinde neden sapma olduğunu kamuoyunu ikna edecek şekilde açıklamadı.
kaldı ki sapma olması, Merkez Bankası’nın başarısızlığıdır.. Yüzde 100 olan sapma Merkez bankası’nın muhtemel ekonomik gelişmeleri iyi tahmin edemediğini, daha doğrusu bilmediğini gösterir.
Bu gün, yüksek faiz- düşük kur – sıcak para ve cari açık, ekonomik istikrarı bıçak sırtına taşımış durumdadır.. Bunların sebebi IMF ve Merkez bankasıdır. Hükümeti söylemiyorum. zaten hükümet ekonomiden habersiz, IMF ‘nin koltuğunda gidiyor.
2003 yılının üçüncü çeyreğinde Enflasyon oranı 27.5 idi. 2004‘ün üçüncü çeyreğinde bu oran yüzde 9.7’ye geriledi.. Aynı yılda bu 34 milyarı eninde sonunda vatandaş ödeyecek.. MB gecelik faizleri yüzde 29’dan yüzde 22’ye indirdi. Yani 2003 yılında gecelik faizle enflasyon arasında 1.5 puan fark var iken, bir yıl sonra bu fark 12.3 puana çıktı. Ve bu fark devam etti.
Başka bir ifade ile gecelik olarak reel faizi arttırdı.. ( yüzde 11.2 Piyasa faizi elbette daha da yüksek olduğu için reel faiz daha yüksek oldu.
Ayrıca MB Kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarında faizleri daha önce yüzde 2 ile 3‘e indirmişti..
Bir yandan yüzde 22 nominal faiz, bir yandan yüzde 3 faiz… Elbette ki sıcak para girecek.. Sıcak para girdi. MB ihaleleri de durdurduğu için, piyasada döviz arzı arttı. Kur düştü. enflasyon düştü. Ancak cari işlemler açığı bu sene 34 milyara çıktı.. Cari açığın finansmanını sağlayan Sıcak paranın çıkışında veya dış borçları geri öderken bu açığı eninde sonunda vatandaş ödeyecek..
MB YTL ‘yi değerli tuttu, dolaylı yoldan namusunu korudu.. Ancak 2002 yılı sonundan bugüne kadar ortaya çıkan 80.5 milyar dolar cari açık kimin namusu olacaktır?