Ağustos ayı için açıklanan ekonomik Güven endeksi , geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21.1 oranında geriledi.
‘’Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. ‘’
‘’Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.’’
Tüketici Güveni 68.3’ gerileyerek dip yaptı. İmalat sanayii, hizmet sektörü , Perakende ticaret sektörü geçen yıl iyimser iken bu sene kötümser beklenti içine girdiklerini beyan ettiler. İnşaat sektörü ise tam bir komedidir… Geçen sene de kötümserdi , bu sene de kötümser.
Siyasi iktidar inşaat sektörü için farklı bir yaklaşım sergiliyor. Normal iktisat kurallarına ve politikalara uymayan bir yaklaşım içindedir.
EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ (AĞUSTOS) | |||
GÜVEN ENDEKSİ | 2017 | 2018 | DEĞİŞME |
EKONOMİK GÜVEN | 106,4 | 83,9 | -21,1 |
TÜKETİCİ GÜVENİ | 71,1 | 68,3 | -3,9 |
İMALAT SANAYİ GÜVENİ | 110,2 | 96,3 | -12,6 |
HİZMET SEKTÖRÜ GÜVENİ | 105,4 | 88,0 | -16,5 |
PERAKENDE TİCARET SEKTÖRÜ GÜVENİ | 108,5 | 93,4 | -13,9 |
İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVENİ | 88,3 | 68,8 | -22,1 |
Kaynak :TÜİK
Ekonomik güvende kötümserlik , aynı zamanda iktisadi ajanların beklentilerini olumsuz etkiliyor ve iç dinamiklerin azalmasına neden oluyor. Yatırım hevesini köreltiyor. Bu şartlarda durgunluk ve işsizlik kaçınılmaz oluyor.
Merkez Bankasının 2018 ikinci çeyrek için yaptığı , banka kredileri eğilim anketi de , işletmelerde yatırım planlaması yapılmadığını gösteriyor. İşletmelerin kredi taleplerini etkileyen faktörler içinde sabit yatırım , stok artırımı ve işletme sermayesi , iç finansman , diğer bankalardan alınan krediler, menkul kıymet ihracı ve hisse senedi ihracı , talebi azaltan faktörler olmuştur. Bu faktörler içinde de en etkili sabit yatırım talebi olmuştur. Yni firmalar sabit yatırım yapmıyor ve bunun için kredi istemiyorlar. (Aşağıdaki Tablo )
BİR ÖNCEKİ ÇEYREĞE GÖRE İŞLETME KREDİLERİ TALEBİNİ | |
ETKİLEYEN FAKTÖRLER (2018 II.ÇEYREK NİSAN-MAYIS-HAZİRAN) | |
NET DEĞİŞİM | |
Sabit Yatırım | -42 |
Stok Yatırım ve İşletme Sermayesi | -26 |
Birleşme + Satın Alma ve Yeni Yapılandırma | +3 |
Borcun Yeniden Yapılandırılması | +70 |
İç Finansman | -17 |
Diğer Bankalardan Alınan Krediler | -15 |
Borçlanmak için Menkul Kıymet İhracı | -12 |
Hisse Senedi İhracı | -12 |
Kaynak :MB
Öte yandan ikinci çeyrekte işletmelerin borcun yeniden yapılandırılması için taleplerinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 70 oranında bir artış olmuştur. Yeniden yapılandırma taleplerinin üçüncü çeyrekte daha yüksek olduğu , bu konudaki haberlerden anlaşılıyor.
Kaldı ki bankalar da işletmelere kullandırılan kredilere uygulanan standartları beklentilerin üzerinde sıkılaştırmıştır. Buna gerekçe olarak ta ; genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentiler, endüstri ve firmalara ilişkin görünüm , sermaye yeterliliği ile ilgili kısıtlar , Bankanın likidite pozisyonu ve talep edilen teminatlara ilişkin riskler olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan bankaların kredilerde sıkılaştırmaya gitmesi yalnızca işletme kredileri ile sınırlı kalmamış , tüm kredilerde aynı sıkılaştırma yapılmıştır.
Referandumda ve seçimlerde Tüm krediler seçim popülizmine göre dizayn edildi. İsteyen herkese ve hatta biraz da zorlamayla Kredi garanti fonu kaynaklı kredi dağıtıldı. Esnafa gelin kredi verelim denildi. Şimdi şapka düştü , kel göründü.
Bu anketler , üretici ve tüketicinin bakışını yansıtıyor. Eğer bir istikrar programı yapılmazsa , gidişat dibe vuracak gibi gösteriyor. Demokratik bir ülkede, güçlü muhalefetin olduğu ülkelerde , bu kadar önemli olan ekonomik sorunların maliyeti siyasi iktidarlara yansır ve bu tablo karşısında hiçbir siyasi iktidar tutunamaz.