26 Ağustos 2016 da kabul edilen yasa uyarınca kurulan Türkiye Varlık fonu yönetimi Anonim şirketi , ‘’özel hukuk Hükümlerine tabi’’dir.
Kamu varlıklarının toplanarak bir fon kurulması ve bu fonun da Özel hukuk hükümlerine tabi olması, dünyada bir ilktir. Bu projenin görünen ve görünmeyen amaçları da kendi kanunu içinde ve bilinmeyenlerle doludur.
Kanunda sayılı olan ve TVF ‘nunun yapacağı işlemler:
1.Her türlü hisse senedi, tahvil ve diğer menkul değerleri alır ve satar.
2.Her türlü para piyasası işlemleri,
(Parantez içinde, Türkiye’de para piyasası 3 ayrı piyasadan oluşur. Bunlar; Bankalar arası Piyasa, Merkez Bankası Piyasası ve Takasbank Piyasasıdır. Ortak özellikleri kısa vadeli işlemler olması ve teminatların hazine bonosu olmasıdır. Bu piyasalarda paranın yabancı para olması durumunda para piyasası yerini Forex piyasasına bırakır. Fon bu haliyle Merkez Bankası ve bankaların yaptığı işlemleri nasıl yapacak? )
3.Gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı haklar ile her türlü gayri maddi hakların değerlendirilmesi;
(Gayri maddi haklar, patent, ticari marka, ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebiyat ve sanatsal eserlerin mülkiyet haklarını, fikri hakları kapsar)
4. Her türlü proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, dış proje kredisi sağlama ve diğer yöntemlerle kaynak temini işlemleri;
( Üçüncü köprü ve yeni hava limanı projelerinde özel sektörün kredi bulmakta zorlandığı ve bu nedenle Hazinenin bazı proje kredilere kefil olduğu biliniyor. Yine Türkiye’nin dış borçları son verilere göre 411 milyar dolardır. Milli gelire oranı olarak yüksek değil ve fakat Türkiye ‘nin dış borç ödeme kapasitesi olarak yüksektir. Çünkü Türkiye döviz yaratamıyor. Ayrıca cari açık veriyor. Dahası son yıllarda gelirde yaratamıyor. Kur artışı da özel sektörün dış borçlarını riske soktu. Ortalama olarak fert başına yıllık Milli Gelir büyümesi de yüzde 1 ile yüzde 2 arasında seyrediyor. Dış borcu ödemek için önce gelir yaratmak, sonra döviz elde etmek gerekir.
Bu şartlarda Türkiye dış borç bulmakta zorlanıyor. Hazinenin borçlanması veya kefaleti de bir yerden sonra etkili olmuyor. Zira bir ülke moratoryuma giderse, alacaklar hazineyi haciz edemezler. Oysaki Şimdi Türkiye varlık fonu, elindeki varlıkları teminat olarak gösterecektir. Fona borç verenler alacakları riske girerse, özel hukuk hükümlerine göre fon varlıklarını ve hisseleri haczedebilecektir. Fonun dış borcu hazine kayıtlarında yer almayacaktır.
Fonun aldığı dış borç verimli ve gelir getirici yatırımlarda kullanılırsa, borç kendini öder. Ancak yap –işlet devret yatırım modellerinde Hükümet oyunu kurallarına göre oynamıyor. Hem uzun dönemli yatırım gelirinden oluyor. Hem de geçiş garantisi veriyor. Bütçeden para ödüyor. Yetmedi yap –işlet devret müteahhidinin aldığı dış krediye de hazine kefil oluyor. )
d) Her türlü ticari ve finansal faaliyetleri, ulusal ve uluslararası birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleştirilir. Şirket tarafından, ulusal yatırımlar ile uluslararası alanlarda diğer devletler ve/veya yabancı şirketlerce yapılacak yatırımlara iştirak edilebilir.
Bir hisse senedinin, Devlet iç borçlanma senetlerinin ilk defa piyasaya sürülmesi birincil piyasa işlemidir. Bu kıymetlerin İlk ihraçtan sonra işlem gördükleri piyasa ikincil piyasadır
Benim düşünceme göre bu fon, kamu varlıklarının özel hukuk hükümlerine tabi tutulup, dış ve iç borçlanmada teminat olarak gösterilmesi ve tıkanma noktasına gelen dış borçlanmanın önünün açılması, yap-işlet devret şeklindeki alt yapı yatırımları için kaynak sağlanması, kamuya ait zarar eden banka ve işletmelerle kar eden milli piyango gibi işletmeleri aynı sepete koyarak, zararların karşılanması, Merkez bankası yanında ayrıca kurlara, likiditeye ve faize alım-satım yoluyla müdahale etmek için kuruldu.
Doğrumu? Doğru değil… Kamu malı ve özel mal ayırımı ve bu malların toplum açısından fayda ve maliyeti, kamuya ait varlıkların kamu hukukuna göre yönetilmesi insanlık tarihinin bin yıllık tecrübesi ile oluşmuştur. Tüm Kamu varlıkları ile özel fon yaratmak belki de bu dünyada bir ilktir.