Türkiye’ ye kriz gelmez… Çünkü zaten kriz içindedir. Bu kriz ABD’den çok önce başladı.
2006 yılındaki dalgalanmada dünyanın en oynak borsası, İMKB oldu. Bu sefer de bir haftada Borsa’nın yüzde 10 inip- çıkması, kriz değil mi?
Bu yılın ikinci çeyreğinde, Gayri Safi Milli Hasıla’da büyüme oranı yüzde 1.9’a geriledi. İmalat sanayinde büyüme yüzde 2.5 olurken, mali sektörde yüzde 9.4 oldu… Reel sektörle, finans sektörü arasındaki dengenin bu kadar büyümesi, yapısal sorun oluşturmaktadır.
YTL faizinin dışarıdaki faizlerin dört katı olması, Türkiye’yi sıcak para tuzağına soktu. Şimdi Merkez Bankası istese de faizleri düşüremiyor. Yüksek faiz Türkiye’yi sıcak paranın kontrolüne soktu.
Başbakan’ın “Gönlüm faizlerin düşmesinden yana” demesi, halkı aldatmanın başka bir versiyonudur. Bir başbakanla MB farklı düşünürse, farklı politikalar uygularsa, o ülkeye güven kalır mı? Hangi babayiğit böyle bir ortamda yatırım yapar? Bu nedenledir ki, yatırım hacmi düştü. Tasarruf sahibi artık içeride değil, Mısır, Hindistan gibi ülkelerde yatırım yapıyor.
AKP’nin ilk yılı olan 2003 yılının başında, bir dolar 1.66 YTL idi. O gün bir dolarlık mal satanın eline 1.66 YTL geçiyordu. Aradan 5 yıl on ay geçti… Bir dolar 1.25 YTL’ye geriledi. YTL aşırı değer kazandı. Ve bugün bir dolarlık mal satanın eline 1.25 YTL geçiyor.
Öte yandan 2003 yılı başında, 1994 bazlı TÜFE endeksi 7662 idi … 2008 Ağustos’ta 13 bin 500 oldu. Yani 2003 başından Ağustos 2008 ayına kadar geçen süre içinde, enflasyon oranı yüzde 76 oldu. İthal ara malı girdiyi hesap etmezsek, 2003 başında maliyeti bir lira olan bir malın bu günkü maliyeti 1.76 oldu.
Özet olarak 2003 yılı başında bir ihracatçı, 1 liraya mal ettiği bir ürünü bir dolara sattığında eline 1.66 YTL geçiyordu. Şimdi 1.76 liraya mal ettiği ve bir dolara sattığı mal için eline 1.25 lira geçiyor.
Rekabet gücümüz düştü
İhracatçının enflasyondan dolayı maliyetleri arttı ise fiyatını bir dolardan fazlaya çıkaramaz. Başka ülkelerde ne bizim kadar enflasyon var… Ne de milli paraları bizim kadar aşırı değer kazandı veya kur düşük kaldı.
2003 yılından bu güne dolar dışarıda yüzde 11 değer kaybetti. Bunları da düşünce, YTL bugün 2002’ye göre yüzde 50 dolayında değerlidir.
Verimlilik ise yalnızca bizde artmadı. Her ülkede arttı. Bizden daha fazla verimlilik artışı sağlayan ülkeler de oldu.
Bu şartlar da Türkiye, üretici ve ihracatçı diğer ülkelerle nasıl rekabet edebilir. Hükümet kur politikası ile, sıcak paraya verdiği tavizlerle üreticinin ve ihracatçının boğazını sıktı. Bir ülkenin rekabet gücünün bu kadar düşmesi, gizli bir kriz değil mi?
Bankaların yüzde 42’si yabancılara satıldı. Dışarıdaki banka krizi içeriye nasıl yansımaz?
AKP ekonomide de hülle yapıyor. Krizi, cari açık yoluyla, dış borç yoluyla, gelecek nesillere aktarıyor. Hükümet benden sonra tufan diyor.